23 Ağustos 2016 Salı

Tam Derdimiz Çok Derken Derdi Yok Etti

     
      2016-2017 sezonuna bir Pazartesi akşamı stadda gireceğiz diye beklerken Konya'da yapılanların bize mal edildiği bir Karabükspor maçıyla merhaba dedik.İnanılmaz nem ve sıcaklık sebebiyle Şampiyonlar Ligi saatinde başlayan karşılaşma bize ister istemez eski günlerden bir hatırlatma olur mu beklentisi içine soktu hepimizi.

      Beklenen 11 ile maça başlayan JOR, beklenen baskıyla başlayamayan bir G.Saray vardı yine Süper Kupa maçında olduğu gibi; yepyeni bir Karabükspor ise hem kağıt üzerinde hem de sahada olmuş bir takım gibi etkili ve sağlam duruyordu.

      Sinan'ın sağ kanatta defansa yardım etmemesi Linnes'i çok etkisiz kılıp rakibin 2 Rumen oyuncusunun sürekli bildirmelerini rahatlatmış; oturmayan defans anlayışı rakibe pozisyon verme alışkanlığını devam ettirmiş, hazırlık maçlarında gözüken kişisel performanslarda sertlik karşısında ortaya çıkmayınca yavaş oynama hastalığımız da buna eklenince özellikle ilk yarıda sıkıntılı bir başlangıç yapmış olduk bizim için.

      Sabri'nin girmesinin sağ kanadı az da olsa toparladığı, Tolga'nın koşu mesafesinin yanına etkinliğini arttırdığı, Eren'in ileride topu tutmaya başlamasıyla biraz kıpırdanma olsa da Selçuk'un etkisiz ve ağır oyunu, Sinan Gümüş'ün boyattigi saçlardan sonra anlamsız düşen performansı, Bruma'nın hala hazırlık kampında kalmasının dışında gereğinden çok koşup yapması gerekenleri yapmasına engel olan ekstra eforu sarfeden Wesley sola da geçince iyice ortadan kaybolup bir puan bizim için iyi dediğimiz anlarda sıkışan oyunu açmak için önceden de yaptığımız Chedjou'nun çıkışıyla Eren'in en iyi yaptığı işlerden biri olan kafa golü bize 3 puanlı bir başlangıç ikramiyesi oldu diyebiliriz.

      Daha transfer sezonu bitmedi beklenen hamleler mevcut, takım henüz hazır değil ve 2 önemli hamle sakatımızın olduğu şu ortamda eleştirmek için erken olduğunu düsünenlerdenim; bazı şeyler değiştirilmeye çalışılıyor onu da görüyorum o yüzden doğum sancıları çekiyoruz diyebilirim şu an için. Daha iyi olacağız ve daha da iyi olmak zorundayız zaten çünkü asıl amaç olan Şampiyonlar ligi için aracı olan ligi en üstte bitirmeliyiz; sportif başarı ve kupalar bizim olmazsa olmaz kriterimiz ki bunda da süreklilik sağlamalıyız çünkü biz G.Saray'ız!

14 Ağustos 2016 Pazar

KUPA GÖREN MASUM KÖYLÜ

   
       Altyapı hocasi olarak göreve geldikten kısa bir süre sonra sadece 13 maç oynayıp iki ezeli rakibinden kupa alan JOR, aslında ilk geldiğinde hepimiz tarafından yetersiz ve kariyersiz olarak gözükmekteydi. Wesley'in adamı ya da birileri tarafından mecburen takıma getirildiği iddia edilen bu isim için aslında hala soru işaretleri bulunuyor ama kupayı görünce onun da kulüp kazanma kültürüne ayak uydurmuş olduğu ilk günden belli oluyordu açıkça.

      Maça geldiğimizde rakibin iki yeni tecrübeli bekinden yoksun olması, stoper sıkıntısı, Sosa problemi ve forvet hamlesi nin gerçekleşmemesi gibi sebeplerden dolayı hazırlık kampında olumlu sinyaller veren Bruma önderliğinde kanat organizasyonlarıyla baskılı başlayacağımız düşüncesi içerisindeyim lakin yorgun ve ağır bir takım gördüm baştan sona kadar.

       Sinan'ın geriye dönmemesi Linnes'i zaten soru işaretleri olan savunma yönünden iyice yormuş, Tolga'nın ağırlığı ve yeni takıma katılması orta sahayı etkisizlestirmiş, önde top tutamayıp çoğalamamamız, savunmada geçen seneki açıkları vermemiz gibi sebepler bende hayal kırıklığı yarattı tabi ki. Pozitif olarak baktığımızda ise Carole'un kalite kokan oyunu, Bruma'nın gelişimi ve Muslera'nın eski günlerine dönmesi göze batıyordu hemen.

        Duran toplarda JOR farkı bir gol bularak maçı bitireceğimizi beklerken Chedjou'nun saatli bomba hatalarından biri acaba mı dedirtmişti hepimize ancak en iyinin bizde olduğunu hatırlatan Muslera kupayı layık olduğu yere götürdü yine elleriyle.

        Pozitif moral ve mesaj anlamında önemliydi aslında bu kupa ki eksikliklerin çok olması geçen sezon gibi olmasın endisesine de yol açtı tabi ki. Hamleler tamamlandıktan ve kadro tam anlamıyla oturduktan sonra daha net konuşabiliriz lakin JOR devrim için bazı adımları atıyor hem de büyük muhalefete rağmen, zaman destek olma zamanı ki 2 kupa kazanmış ve bizimle aynı düşünen bir akıl bunu hakediyor.

        Kazandığımız kupalar kazanacaklarımızın teminatıdır, bu kültür armadan, formadan nesilden nesile aktarım şeklinde devam ediyor yeter ki vizyonumuz kuruluş amacımıza ve kulübe uygun olsun gerisi zaten sürekli geliyor.