24 Ekim 2014 Cuma

BİZ KABUL ETMİYORUZ EDENİ DE ETMİYORUZ...


         Ş.Liginde 3,maçımızda evimizde grubun favorisi, B.Dortmund karşısında 4-0 lık bir hezimetle karşı karşıya kaldık; aslında bu durum belki çok ta anormal durmayabilir takımın şu an ki durumu ve rakibin gücü ortaya çıkınca lakin benim ve sanırım benim gibi bir çok taraftarın kızdığı ve üzüldüğü nokta çok farklı aslında.

          Maç öncesi yapılan koreagrafide de gösterdiğimiz gibi rakip takım kim olursa olsun, gücü ve isimi ne olursa olsun biz tarihimizde Avrupa devlerini dize getirmiş, herkese gücümüzü ve büyüklüğümüzü göstermiş bir ekibiz.Hem oyuncu hem taraftar hem camia olarak ta bu amaçla her maça çıkmış ve sonuç ne olursa olsun o amaçla mücadele etmişizdir.

          Yalnız hem maçtan önce hem maçtan sonra futbolcu ve teknik heyetimizden gelen söylemler sahada ki ruhsuz futboldan daha çok yaraladı ve üzdü bizleri; daha da etkiledi üzgün kalpleri. Herkes şunu bilmelidir ki kim olursa olsun bizi ve büyüklüğümüzü anlamayan, bu formayı, şanlı armanın ne kadar değerli olduğunu çözemeyen kimsenin değil bu takımda olması adını ağzına alması bile kabul edilir bir durum değildir bizim için ki kim sorumluysa hem söylemlerde hem de yapılanlarda ilişkisi kesilmelidir.

           Hocaya hep destek olmuştum ilk baştan beri lakin artık bu söylemlerinden sonra ''ASIL HEDEF'' inde bile destek olmayacağım hatta çoktan gönderilmesini umut edip bekleyeceğim kimse G.Sarayı küçük göremez hem de bu camiayı temsil eden biri.

     
            Birde Metin Oktay bu kadar para kazansaydı sizce bu takımın kötü gidişine el koymaz mıydı ya da aldığı parayı haketmediğini söyleyip iade etmez miydi; cevap ve mesaj çok basit bence ama anlayana.

19 Ekim 2014 Pazar

Mini Mini Bir KUŞ Donmuştu, Pencereme Konmuştu!!!

       
             Bir Derbi Gününü daha geçirdik dün akşam, Müthiş bir Ulubatlı Souness koreagrafisi ile başlayan, yağmur altında metrosu çalışmayan, PASSOLİG yüzünden futboldan uzaklaşan bir '' Dünya Derbisi'' ni daha izledik hep beraber.

            Çok kısır bir ilk yarı geçti önce, iki takım içinde pozisyonsuz, zevksiz, orta saha mücadelesinde yaratıcılıktan uzak geçen bir devre oldu aslında; rakip bize göre biraz daha organize ve topa hakim gözükse de topu ileriye taşıyamamaları ve sadece sağ kanadı kullanmaya çalışmaları kısıtladı onları da .

            Bizde ise Dzemaili tüm topları ezerken, Selçuk yine etkisiz, Veyselle takım sağ beksiz, Burak varken de forvetsiz oynadı. Melo herşeyi yapmaya çalışıyor, Sneijder az topla buluşuyor, Olcan kanattan koşuşturuyor; Semih ve Chedjou ise oyunu arkadan kurmaya çalışıyordu.

            2.Yarı ise hızlı başladık aslında, bir geçici baskı sonrası Alves'in adam öldürmeye teşebbüsü sonrası rüzgar lehimize döndü derken direkten dönen topumuz gol geliyor mesajı vermişti ki yine duraksadık; ta ki '' Diego''dan küçük Sneijder sazı eline alana kadar.

            Belinden sakatlanma numarası yapan kaledeki şahsiyeti hem sağa hem sola yatırarak aslında egzersiz yaptırdı Wesley; bizlere de 3 puan sevinci yaşattı, sanırım artık takımın da ona olan saygısını iyice arttırdı.

           Telgrafımızın tellerine KUŞLAR kondu bugün, bizde minik kuşları pencerimizden içeri aldık, gönül rahatlığıyla da şimdi kendi ligimize doğru yol aldık, neyse biz şimdi asıl rakibimizi düşünelim onlarda sanal hocalarıyla sanala geleceklerini...

           

2 Ekim 2014 Perşembe

Çarşambanın Gelişi Cumartesiden Belliydi

       
        Ş.Liginde 2.maçımızda Arsenal deplasmanlarında Londra semalarından 4-1 lik mağlubiyetle dönüyoruz, 2. maçımızdan da galibiyet görmeden ayrılıyoruz maalesef.

        Maça 3 lü savunmayla başlayıp Meloyu stoper Sneijderi ön libero olarak takımını kuran Prandelli Sivas maçının bir benzerini sahaya sürdü aslında. İlk 20 dakika da kademeler kapatılıp sahaya doğru yayılmış bir takım görüntüsü versekte sol çizgiden top çıkartan kimse olmadan Sneijderin pozisyon kapaması aslında yanlış duruş ve yerlerinde olmayan bir takımın habercisiydi ki düzenli yaptığımız bireysel hatalar bize maçın başında oyuna tutunamadan kopma ve maçın erken bitme durumunu karşımıza getirdi.

      2.yarı ise 4 lü savunma ve 4-4-2 aslında bir hazırlık maçı kıvamında geçen kendimizi denemek amacıyla oluşacak bir maç izleyeceğiz derken, 10 kişi kalan rakip sonucunda bizim atak denemelerimizle geçen bir maç izletti bana.

      Bu maça 3'lü savunma ile çıkmak intihardı, Sivas maçında verilen birçok pozisyon bize uyarıydı aslında evet, Melo, Sneijder, Yekta oynamamalıydı; Olcan, Hamit oynamalıydı tamam bunlarda doğrudur zaten taktik analize girersek eksik gedik çok buluruz ancak biz hala birşeyi oturtamadık, RUH! Ne zamandır yok bu RUH ve ne zamandır dönem dönem gelip kayboluyor yine.

       Hoca geç geldi evet, transferlerde geç yapıldı ancak artık bazı şeyleri rayına oturtmak, bazı isimleri oynatıp oynattırmak gerekli; yoksa değişim yakın gözüküyor ya da bizi sıkıntılı günlerle geçen uzun süreçli günler daha da çok bekliyor. Herşeyi kabul edebilirim ancak LOKAL kalmayı ve onu kabul eden, mücadelesiz sahaya yayılan o armaya yakışmayan kişi ve ekipleri asla kabul edemem; zaten bizim anlayışımızda da bu yoktur böyle düşünenlere de yer yoktur.