25 Mart 2014 Salı
FCN BLOGDAYIM
Evet bundan sonra yazılarımla hem ilk gözbebeğim burada hem de Türkiye'nin en çok takip edilen bloglarından biri olan FCN Blogda sizlerle olacağım.
Şu ana kadar yazdığım yazıların linkini aşağıda sizlerle paylaşacağım, bundan sonra beni iki yerde birden takip edip yorumlarınızı paylaşabilirsiniz, ilginiz için şimdiden teşekkür ederim.
http://www.fcnblog.com/2014/03/ztk-elde-kalan-tek-hedef.html#more
http://www.fcnblog.com/2014/03/stsl-kenetlenin.html#more
http://www.fcnblog.com/2014/03/ucl-99-yl-once-bugun.html#more
G.SARAY TÜRKİYEDİR
Evet 4.hocamızı da milli takıma verdik dün itibariyle, önce
tekerlekli sandalye erkek basketbol takımımız, sonra futbol takımımız, yetmedi
voleybol bayan takımımız eee cilası da erkek basketbol takımımız olmak üzere
artık bizim hocalarımızın elinde…
Kabul ettiklerini göstermeseler de her türlü zorluğu
çıkartıp yolumuza taş koymaya çalışsalarda, yapacakları bir şey yok malum;
gerçek olan ortada bize mecburlar, bizsiz onlar da bir hiçler.
22 Mart 2014 Cumartesi
MANİFESTO...
Ne yazacak bir söz, ne kuracak bir cümle ne de ayakta duracak dermanım var şu anda. Çok sinirliyim, çok kızgınım, kalbim hızlı atıyor; cinlerim tepemde kısacası.
Bu halde ne yazıyorsun derseniz, bilirim ki en kolayı aslında suçu birine atmak, birilerini yargılamak; birilerine sorumluluk yüklemek. Ama sabır taştı, bu sene gitti ama bu işin sorumluları da hesap vermeli, tabir-i caizse Taksim Meydanında sallanacak olan varsa sallandırılmalı.
Bana sorarsanız en az sorumlu olan Mancini, en çok sorumlu olanlar ise sahada bu formayı giymeyi haketmeyen bir grup. Adam gibi oynamayacaksanız DEFOLUN gidin; hakkınız yok arkanızdakileri üzmeye, desteğe köstek olmaya.
Bir beklentim de Ünal Başkandan, hep destek oldum başından beri ondan bu seferki beklentim de cezaları acilen kesmek, kangren olmadan parmağı kesip kolu ve vücudu kaybetmemek; kesmezse maalesef kesileceklerin sayısı artacak belki de kendisine kadar uzanacak.
19 Mart 2014 Çarşamba
SADECE METİN OLUN...
Bu saatten sonra hiçbir şey istemiyorum sizden sezon sonuna
kadar; ne şampiyonluk ne de Türkiye Kupasını almak…
Sadece armaya sahip çıkın, formanın hakkını verin; stada
gelen taraftara saygınız varsa ya da üzerinizdeki milyonların desteğini
gördüğünüz şanlı armaya…
17 Mart 2014 Pazartesi
ELİNİ KALBİNE KOY VE HİSSET
Zafer inanların, zafer o gücü kalbinde hissedenlerin olsun; kaybedince dünyanın sonu değil aslında belki de kağıt üzerinde hiçbirşey kazanmayacağız ancak o Armayı ve arkasındaki desteği hissederek oynasınlar; varsın kaybedelim ama mutlaka birgün kazanırız.
It's Time To Win; VİRA BİSMİLLAH...
15 Mart 2014 Cumartesi
18 MART'I İNGİLİZLER ÇOK İYİ BİLİR
18 Mart 1915; bir destanın yazılışı, bir tarihin yeniden yazılması ve bir milletin iradesinin ortaya tekrardan çıkması demek. O büyük zafer Türkün gücünün dünyaya bir daha gösterildiği, biz istemedikten sonra biz bitti demedikten sonra hiçbirşeyin bitmediğinin bir kere daha mesajıydı aslında dosta düşmana.
Ne tesadüftür ki 99 sene sonra bir imkan daha çıktı elimize, karşımıza; pek insan bilmez 99 sene öncesi tek mezun bile vermedi veremedi G.Saray Lisesi, çünkü dönmeyi düşünmediler hiç gidenler bizlere bu ülkeyi bırakabilmek için.
99 sene önce yine aynıydı durum; biz hasta adam onlar koca İngiliz donanması ama geçilmedi, geçemediler Çanakkaleyi, bizde geçirmemeliyiz, geçememeliler bizi.
Bu ülkeye nice zaferler yaşattı bu arma, nice büyük destanlar yazıldı; şimdi de yapılabilir yeter ki birileri hatırlatsınlar muhtaç olunan kudretin damarlarda olduğunu...
14 Mart 2014 Cuma
PROTESTO
Bu deplasmandan sonra yapacak, yazacak başka birşey bulamıyorum; herkese protestom özelikle de iç saha da maç kazanıp kendini yırtana, taraftara hoş görünene, içeride atıp ta dışarıda boş kaleye atamayana, kötü oynayanı çıkarmayana, bu sorunlara çözüm bulamayana...
Birde bu takım Chelseayi mi eleyecek; biz Avrupa takımıyız eyvallah ama karşındaki de Avrupa Şampiyonu neyse görelim neler olacak, artı ben nasıl izleyeceğim bu maçları o da ayrı dert.
Birde bu takım Chelseayi mi eleyecek; biz Avrupa takımıyız eyvallah ama karşındaki de Avrupa Şampiyonu neyse görelim neler olacak, artı ben nasıl izleyeceğim bu maçları o da ayrı dert.
13 Mart 2014 Perşembe
BABAOCAĞI 3 PUAN, BU YAZI UĞUR GETİRSİN...
Şimdi malum yönetim deplasman galibiyeti primini 2 katına çıkardı, tam kadro bundan sonra gideceğiz gurbet ellere dediler; bizde kendi yöntemimizi yapıyor bundan sonra her deplasmandan önce yazımı yazıp totemimi yapacağım.
Kazanmak bence çok şey aslında, kaybetmek de ancak bu sefer olacak hissediyorum, inanıyorum. Kadro yapısı ne olursa olsun, oyun nasıl olursa olsun kazanalım artık, iki tane yiyeliöm gerekirse üç atalım ama kazanalım.
Karabük malum baba ocağı herkes bilmez Safranbolu lokumu, evleri hariç müthiş Bağlar gazozu aslında beni kendine çeken bu senede yaptılar görevlerini kendi evlerinde gerekenleri yenerek, şimdi misyon tamamlama zamanı bize yenilerek.
Geçen sene Sneijder atmıştı şimdi kim atarsa atsın diyorum ama bir kayba daha dayanamaz bu yürek, armanın değerini bilenler anlayacaktır beni; eee hadi kazanın gari.
10 Mart 2014 Pazartesi
EVİNDE KÜKREYEN ASLAN PLAKA MESAJINI VERDİ…
6-1 malum Akhisar maçının skoru; bir de Trabzonun plaka kodu
neyse o maçın sonucunu tamamen stres ve günlük performanslar belirler deyip
bakalım biz kendi işimize.
Takım içeride farklı oynuyor birde Mancini defans oynatır
diyorlardı ama ben uzun zamanda 6 gol attığımız iki maç hatırlamıyorum. Bir
kere Mancinin en beğendim yönü asla hazır olmayan adamı oynatmıyor kim olursa
olsun, geçen Semih sonra H.Balta şimdi de Chedjou geç gelince milli takımdan
hemen kesiyor. Bu hem rotasyonu kullanmak ve takımı hazır tutmak açısından iyi
hem de rakibin aslında oyuncuya göre kurduğu planını egale etmek demek oluyor
bir anlamda.
Birde Drogba Akhisarı görünce bir farklı oluyor, bir daha
oynatmamak lazım seviyorum çünkü Ramiz köfteyi yazık oluyor, takım iyi zaten
içeride analize gerek yok ama ekstra Yektayı tebrik ediyorum; hem Selçuğa mesaj
oldu hem de alternatif olduğunu gösterdi herkese.
5 Mart 2014 Çarşamba
BATAN GEMİNİN MALALRI UKRAYNA LİGİ
Savaş, iç karışıklık, devrim, ülkeyi terkedenler ve
ekonominin iflası. Bu kötü olaylar malum şu anda tüm Dünyanın gündeminde ve
sonuçları merakla bekleniyor.
Benim işim spor, futbol hatta çoğunlukla G.Saray o yüzden bu
konulara girmeden ben konuyla bağlantısını yapayım hemen diyorum; bazı kulüp
sahiplerinin ülkeden kaçması , teknik direktörlerin istifası, futbolcuların
ülkeye gitmek istememeye başlamasıyla UEFA şu sıralarda futbolcuların serbest
kalması hakkında toplantılar halinde ki bu da özellikle birkaç büyük takımda
mevcut olan çok kaliteli ve büyük yeteneğin bedavaya gelmesi anlamına
gelecektir.
Ben bizim açımızdan ihtiyacımız olduğunu düşündüğüm
mevkilere yapılacak birkaç isimi burada sizinle paylaşayım dedim, eğer olurda
UEFA dan bu karar çıkarsa da ayrıntılı bir şekilde futbolcu analizlerine de
girip sizi bilgilendireceğim.
Bir Shaktar ve Luce efsanesi oldu malum bizim sayemizde
aslında şimdi o cevherden faydalanmamız gerekiyor öncelikli aslında; birde
malum en büyüğü var oraların D.Kiev ve son zamanlarda atak yapan Metalistle
Dnipro yeterde artar bile bize.
Şimdi oradan da aslında yabancı alıp getirmek en mantıklısı
malum Ukrayna milli takımında oynayan oyuncular belli olmaz koyu milliyetçidir
ayrılmam derse yapacak bir şey yok ama önce yabancılar o zaman arada da bir iki
Ukrayna genci yazayım buralara hemen misal Shaktardan stopere Y.Rakitsky, sağ
beke D.Srna, kanatlara Bernard ve D.Costa,Taison ileriye de L.Adriano çok iyi
gider aslında.D.Kievden ise kanatlara A.Yarmolenko ve J.Lens; forvete Mbokani, Metalisten defansa P.Geueye,
R.Moledo, kanatlara Marlos ve A.Gomez, Dniprodan da E.Konoplyanka ve defansa
O.Mazuch bir çırpıda yazılacak isimler.
Bunlara eklenecek çok isim daha bulunur ama ben önce ilk aklıma
gelen ve bize en çok gerekli olduğunu düşündüğüm mevkileri yazdım, zaman
herşeyi gösterecek ama unuttum bizim başımızda Tüpçü Futbol Federasyonu vardı
dimi; yabancı sayısını kısıtlayıp her sene Avrupada ve Dünyada milli takımlar
bazında tüm kupaları toplamamızı sağlayan…
3 Mart 2014 Pazartesi
5 DEPLASMAN KALDI DİREN BERK
Bursa kupa maçını saymıyorum onda daha sakinim, Chelseayi zaten saymama gerek yok o ayrı dava; ama
her deplasman puan kaybı gına geldi artık.
Taktik, teknik konuşmaya gerek yok sıkıldım çünkü başka
açılardan yaklaşacağım bu maça. Birincisi neden sürekli siyah forma giyiyoruz
deplasmanlarda; matem rengi iç karartıcı bir renk birde rakibe korku salacağını
da düşünmüyorum, tamam sürekli parçalı giymeyelim ama kırmızı formamız var daha
fazla cesaret verir ve rakibe de korku bence bu da incelenmeli.
Artı Drogbaya laf edersem taş olayım artık, en azından o
kaçırıyordu sahada uyuyordu belki hiç koşmuyordu ama duruşu vardı en azından
onu izliyorduk; koskoca takım forvetsiz oynuyor maalesef sorumluları da malum
ama onların şimdi keyfi yerinde ne de olsa kaçtılar takımı bırakıp.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)