25 Aralık 2017 Pazartesi

NASIL DEVAM ETMELİYİZ...


     4. Fatih Terim dönemi aslında tam olarak Göztepe maçıyla başladı bence, taraftarla buluşma,takımı sahada tanıma, sonra canlı olarak izleme, devre arası müdahale ve onun sahaya yansıması ile ortaya çıkan tablo bizi az da olsa fikir sahibi etti.

     Alınan 35 puan ilk yarıda 14 hafta lider götürdüğümüz ligde 2.olmamızı sağlayabildi ancak bunda tabi ki son 7 maçta alınan 4 yenilgi ve birçok çatışma, yönetim-taraftar- teknik kadro- oyuncu uyumsuzluğu aslında önde tamamlayacağımız bir yarıyı sorunların üstü kapatılmış gözüken bir halde bitirtti bizlere.

    Asıl düşünülmesi gereken ise şimdi neler yapmalıyız, geçmişten ne dersler alıp; kısa sürede nereleri onarmalıyız, nerelere artı hamle yapıp kimleri daha çok dahil etmeliyiz. Süre Fatih Hocanın da belirttiği gibi kısıtlı, acele edip telaş yapmamalıyız; doğru seçimler üzerinden minimum hata ile gerekenleri yapmalıyız ama peki nedir bunlar kendimce derleyip sizlerle paylaşmak istedim.

    Kadronun en net gözüken hatta ilk gözüken eksiği bence, kağıt üzerinde ki kalitenin sahaya yansımaması, bunun da çözümü eldeki isimlerden daha çok verim almak ile geçiyor. Beklenti altı performans veren bu isimlerin Fatih Terim ile daha üst düzeyde oynayacağını düşünüyorum ki bu zaten bizi daha performanslı bir takım haline getirir.

    İkinci eksiğimiz kadro derinliği, transfere en son geleceğim için bu eksiklikle ilgili yapılması gereken yaşı artık gençlikten çıkıp patlama seviyesine gelmiş isimleri oyuna dahil etmek olacaktır; Sinan Gümüş, Koray Günter, Ahmet Çalık, Emrah Başsan ilk aklıma gelenler şu anda.

    Sonra senelerdir konuşulan ancak takıma sadece antreman kamplarında katılan ve sonra unutulan altyapı yani akademi hamlemizin olaya girmesi ki bu konuda her geldiği dönemde bir isimi kadroya mote eden bir hocamız olduğundan pozitif hamlelerin geleceğini düşünüyorum tam da elinde altın jenerasyon olarak belirtilen bir U17 ekibi mevcut iken.

    Ve tabi ki hepimizin en büyük beklenti devre arasında da olsa kalite arttırımını beklediğimiz transfer hamleleri, konuşulan bunların da yapılacağı yönünde ki en elzemi olan sol bek ilk bitmesi gereken mevki olarak gözükmekte. Sol önde top tutan takımı rahatlatan bir kanat, Gomis'e yardımcı daha seri ve hızlı hatta pozisyon yaratan bir forvet daha sonra aklıma gelenler benim tabi ki daha düşündüğümüzde eksikler bulunur ancak az ama öz hamle yapılması tarafındayım ben.

    Kağıt üzerinde yapılması gerekenler bunlar tabi ki lakin asıl olması gereken tekrardan yakalanan sinerijinin devamı, heyacanın korunması, hırsın üzerine konması ve en ufak bir tökezlemede yere düşülmemesi. G.Saray'ın özelliği çok çabuk toparlanıp ayağa kalkmasıdır zaten kaostan zafer çıkarmasıdır en kısa sürede, bu sezonda şartlar bunu gösteriyor bizlere.

    Hayalleri bizimle aynı düşünen bir isim ile yaptıklarının yapacaklarına yol gösterdiği günler görmeyi umut ediyor ve istiyoruz, zaman kenetlenme zamanı çünkü biz kenetlenince çok güçlü oluyoruz, hayal edileni gerçeğe dönüştürüyoruz.
   
   

8 Eylül 2017 Cuma

10'LARLA YENİ DÖNEM


   2017-2018 transfer sezonunun bitmesine saatler kala transferlerimizi tamamlamışken bu yazıyı yazmayı istedim; herşey netleşmiş olsun biz de önümüze daha sağlam bakalım diye.

   Beklentilerin düşük ama eylemlerin büyük olduğu bu dönemde yapılan 10 hamle ve takımın geleceği hakkında birkaç yorumumu paylaşmak istiyorum ben de sizlerle fikir alışverişinde bulunmak amacıyla...

    Geçen iki kötü sezonun ardından aslında geç kalınmış bir operasyon yapıldı, kısa ve doğru geçişlerle hem kadro kimyası daha iyi olabilecek hem de sonuç anlamında daha sevindirici işler yapabilecekken beklenilmesi tarafımıza büyük kayıplar yazsa da artık zaman önümüze bakma ve bundan sonrasını düzeltme zamanı olarak gözükmekte.

    Hep belirttiğim Musleraya iyi bir alternatif ile biten transfer sezonu, savunmaya lider; bitmeyen Denayer aşkımız, sağ ve sol bek hamleleri, değişen orta saha, efektif kanat, saha içi lider ve forvet ile tamamlanmış olup; aslında kağıt üzerinde şampiyonluğun en büyük adayı olmamızı sağlamış olarak kafalarımıza işlemiş bir durum göstermekte artı zaten takımımız da 3'te 3 yaparak lige başlamışken.

    Tudor'a olan güvensizliğin sona ermesi veya yönetimle taraftarın açık olan arasının düzelmesini sağlamak açısından da çok önemli bir katkı sağlayan bu transfer sezonunun belki de en kazananı sportif direktörümüz Cenk Ergün oldu. Yapabilecekleri tartışılan ve soru işareti olarak belirtilirken birden transfer sihirbazı imajını oluşturan Ergün için artık hepimiz daha büyük hedefler ve beklentilerle dolu konuşmalar yapıp övgü sözcüklerini rahatlıkla ifade edebiliyoruz.

    Pozitif gözüken bu tablonun sürmesi bizim de desteklerimize bağlı tabi, bir bütün halinde hareket ederek, takımı öne iterek çok kuvvetli bi kimya oluşturabiliriz bu sezon ki gelecek sezonlar da artık olmamız gereken yerde Ş.Liginde yaptıklarımızın üstüne çıkmamızı sağlayıcı bir güç oluşturmuş oluruz daha şimdiden.

    Hep söylediğimizle bitireyim sözlerimi, değişemeyen ve gelişemeyen takımlar rakiplerinin gerisinde kalmaya mahkumdur; biz değişimi başlattık gelişim ise araç olan ligi en üstte tamamlayıp amaç olan Ş.ligine giderek gereçekleşecektir. Artık bu sezon Mayıslar yine bizim olsun yeter ki desteği ufak takılma ve tökezlemelerde hemen keserek değil arttırarak devam ettirelim ve unutmayalım ''Başka Galatasaray Yok''; bir tane armamız var.

14 Temmuz 2017 Cuma

OLMUYOR OLMUYOR İSTESENDE...



     13 Temmuz'da sezon mu açılırmış dedik hepimiz; içimizden geçirdik dışarı sesli söylemesek te tedirginiz, rakip hazır, saha çim vs. diye. Sonra aklımıza geldi 1992 yılında Danimarka plajdan geldi Avrupa Şampiyonu oldu sen G.Saraysın bize rakip olamaz adını bile yazamadığımız rakip diye.

    Maç öncesi hoşuma gitmedi açıklamaları demiştim Tudor'un, rakibi tabi ki küçük görme ama kendini de küçük düşürme özellikle de Avrupa'da. Sahaya çıkınca da hangi takım biziz diye afalladım ilk başlarda; hazır olamamak başka iki pas yapamamak başka.

    Bu takım evet çok takviye istiyor, evet kapasitesi yetersiz ama bu kadar da kötü olmak yakışmıyor asla, kaleye organize olarak gidememek; savunma da bile ki kompakt olduğumuzu söyledi ki ben bir bütünlük göremedim herşeyden uzak yerleşim içerisinde olmamız açıklanabilir değil özellikle de bu turda.

    Büyük takım hocası büyük oyuncuları idare eder tabir-i caizse egoları lego yapar kimseye hissettirmeden yok eder; G.Saray hocası hücum oynar, baskılı oynar, rakibi heryerde boğun talimatıyla çıkar.

     Sonuç hüsran olmadan baştan değişim gerekli, diyorlarsa ki biz yeni yapılanma içerisine gireceğiz hedefimiz kupalar, başarılar değil o zaman devam edilsin ama ben ve hiçbir G.Saraylı şu anda bırakın bu turu geçememeyi ligde olunması gereken şampiyonluk, en çok aldığımız kupayı bir daha almak ve Avrupa'da final ile başlayan turlara ulaşamamayı bile başarısızlık olarak görüyorken bu riski almak sezonu baştan bitirmek demektir.

      Tur konusuna gelince ikinci maçı Neuchatel maçına benzetenler, ne durum aynı durum değil ne turu geçersek aynı başarı değil onu da belirteyim son olarak; ayrıca turu geçmek zaten G.Saray için en doğalı gözükürken Tudor büyük iş başarmış mı olacak aradaki seviyeler ortada iken.

6 Haziran 2017 Salı

YENİDEN BAŞLASIN...


     2016-2017 sezonu bizim için 64 puan ve lig 4.lüğüyle sona ererken; tarihimizde ilk defa 2 sezon üst üste ilk 3'e girememe, oynanacak 3 ön eleme ile de yeni lige erken hazır olma gibi değişik koşulları da karşımıza çıkardı.

    Büyük hedeflerle girilen bir sezon, 7 sezon başı 2 devre arası olmak üzere totalde yapılan 9 hamle; sonra aslında sezona kupayla başlayıp JOR Bey'den gençlik ateşi ve değişim bekleme; hayalkırıklıkları, yanlışlar, eksikler, yenilen haklarımız vs gibi olumsuzluklarla devam eden ve biten bir yıl olarak geride kaldı.

    Çok kritik bir senenin bizi beklediği, artık her kulvarda sportif başarının elzem olduğu, değişilmesi gereken birçok konunun mevcutluğu ve takımdan kopan taraftarın da heyecana dahil edilmesi gibi koşullar ortada iken işler her sezondan daha da zor aslında. Neler yapılması gerektiği zaten ortada hep aynı şeyleri söyleyip, hep aynı konular üzerinde dolaşıyoruz; ama futbol takımı için kısaca tekrardan kendi görüşlerimi yazayım.

    Sportif direktör ve hocaya yetki veriliyorsa doğru ya da yanlış onların hamle yapmalarına izin verilmeli ve tam destek verilmeli.  Takımın kalitesi her mevkide arttırılırken gençlik hamleleri de altyapımız takviyeli ve dışarıdan yetenek eklemeli devam etmeli. Taraftarın eski heyecanı geri getirilmeli, indirimler, kampanyalar, yıldız hamleleri vs artık ne gerekiyorsa yapılmalı.

    Aslında herşeyden öte birlik ve beraberlik sağlanmalı, beyaz bir sayfa açılıp yazmaya yeniden başlanmalı, çünkü tarih  hep yazılanları bizim önümüze sunar, gerçekler hep tarihte mevcuttur ve o tarih zaten G.SARAY'ın yazdıklarıyla doludur.

9 Mayıs 2017 Salı

Söylem Degil Eylem Zamanı Artık



    30. Haftayı geride bıraktığımız bu sezonun ardından da kalan 4 maçta Avrupa hedefimizi sürdürmek elimizde tek barut olarak kalmış gözükmekte. Sezona JOR ile başlayan bizim de çok ümitli ve umutlu başlayıp belki de hata yaptığımız ama asıl hata yapmaması gerekenlerin bizden daha çok yanlışa kapıldığı sonucun ise kupasızlık olduğu bir yıl daha geride kalıyor gözlerimizin önünde.

   Şimdi yine gelecek sezon icin neler yapmalıyız düşünceleri, neler nasıl değişmeli; nasıl uzun süreçĺi zaferlere geri dönülmeli diye planlar yapmaya basladık. Bu sefer ben en azından kendi açımdan daha temkinli ve tedbirli düşünüyorum ama bdnim düşünmem onemli degil tabi ki.

    Takım en basta tartışmasız Florya'da tek hakim olacak bir isime teslim edilmeli, deneme, yanılma yöntemi, iyi insan olması, ya tutarsa hesabı artık bu sezon yapılmamalı. Kaleci hariç her mevkiye takviye yapılması söylemini ben Musleranın da performansını düzenli yüksek tutabilmesi için oraya da iyi bir yedek alınmalı ile taçlandırıyor, yapılacak hamlelerin önce direkt oynayacak kalitede olması gerektiğini söylemeye bile gerek olmadığını düşünüyorum.

    Gençleşme, yenilenme; degişemeyenin kaybolduğu modern futbolda zaten olması gereken hamleler iken oyuncuya dayalı değil senelerdir söylenen sisteme uygun takım kurulmasının artık zamanı geldi de geçiyor bile ama konuşan biz konuşmakla kalıyor ve hataları her sene izlemeye devam ediyoruz.

     Sportif anlamda başarılara alışmış bir nesil doğal olarak sürekli başarı ister ve bekler lakin yapılacak doğru hamleler de onları ümide sevkeder. Artık gerekenin yapılması gerektiğini bekliyor ve diliyorum zaten biz ayağa kalktığımızda ayakta ki herkes eğilmek zorunda hisseder kendisini çünkü heryerde daima kralın sözü geçer.

1 Şubat 2017 Çarşamba

Yeniden Başlasın

      
      Bir devre arası transfer dönemini daha nöbetlerle geçirip, gelmeyene üzülüp bazen sevindigimiz; geleni de kimilerinin yerip kimilerinin övdüğü günleri geride bıraktığımız şu zamanlarda 2.yariya başlarken küçük bir analiz yapma ihtiyacı hissettim.

    Beklentilerin FFP yüzünden çok yüksek tutulmadıgı bu kısa süreçte yapılan 2 hamle ile tabi ki yeterli olmasa da takımın yapısının daha oturaklı hale geldiğini düşünüyorum. Gönderilen kiralıklarda dahil olmak üzere 7 isim maaş yükünün azalması anlamında olumlu gözükürken şampiyonluk yolunda iken devre arasında takımın çok fazla değişiklik ile yeni yapılanmaya girmemesi kanaatinde olduğumdan kadronun oturmasının ve takım iskeletinin yerleşmesine odaklanilmasinin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

     Ahmet Calik defansta istikrarı ve genç yaşıyla hem alternatif hem de ilk 11 anlamında elimize ekstra bir koz sağlayacak gibi gözükürken, Garry'nin gelmesi ile kanatlarda hızlı ve efektif oyuncu sayımız artarken Poldi'nin önde oynamasına da daha fazla olanak sağlamış olacaktır.

    Tabi ki takımımızın eksikleri başta yeterli görmediğim hoca ile birlikte çok fazla lakin sakatlarin dönmesi ve yeni gelen 2 isimle 2.yarıya daha umutlu girmek için de sebeplerimiz çoğalmış gözüküyor. Bu sezon gelecek anlamında da birçok şeye önayak olacağından çok önemli bir 15 hafta bizleri bekliyor.

     Pozitif düşünelim pozitif yansisin kanaatindeyim, başka G.Saray yok, zaman destek olma ve sahip çıkma zamanı; herşey daha güzel olacak buna inanalım derim.