7 Şubat 2019 Perşembe

GECİKEN DEĞİŞİM BEKLENEN DÖNÜŞÜM


                Yaklaşık 3 senedir belki de en çok duyduğumuz kelimeleri Galatasaray ismiyle en çok yanyana gelenler; FFP, transfer ve forvet olarak sıralayabiliriz. Sancılı geçen sezon başı transfer dönemi yapılmak istenenler ve yapılamayanlar, sonucunda oluşan kayıplar ve sorumluların aranması, tartışılması derken devre arasına kadar gelip yeniden uykusuz gecelerle tamamladık ya da başladık bu sürece diyebiliriz.

                 Yapılan 6 hamle ile geciken değişim süreci karları ve kazançları ile neler gösterecek göreceğiz lakin biz kağıt üzerinde konuşulanlar üzerinden biraz tartışalım en azından ben kendi fikirlerimi sizlere anlatayım dedim. En çok ihtiyacımız olan sokakta ki vatandaşın dizilere konu ettiği forvet transferi 2 hamle ile yapıldı bu dönemde. 10 milyon Euroluk Diagne hamlesi Kostas ile taçlandırılıp ceza sahası içerisi tehlikeli bir hale gelirken takımın buna uyumu için gereken kanat topları taşıma, onları topla buluşturma hamlesi ise eksik kaldı diyebiliriz.

                Defansın göbeği Ozan'dan gelen para ile daha genç, atletik ve umut verici oldu lakin Marcao, Luyindama hala yedeklenemediğinden olası eksiklik ve sakatlık konumunda yapılması gereken desteğin de gelecek sezon mutlaka yapılması gerekmektedir. Orta saha aynı kalırken hatta Emre Akbaba geri dönecekken bile üst düzey tempo ve kalite gereksinimi mevcut olup yaratıcılık konusunda forma numarası 10 kendisi 8 olan Belhanda sorgulanmaya devam etmektedir.

                 Musleranın korkutan form durumu İsmail'in beklenti üzeri verdiği güvenle şu anda rolantide olsa da mutaka oraya da bir takviye gereksinimi mevcut olup, en iyi bölgemiz olan sağ bek ve Naga ile güvende olan sol bek rotasyonları da yaş olarak alarm verip gelecek seaon için gençleşme ihtiyacı hissedilmesi mümkündür.

                Sezon sonunda ben en az devre arası kadar takviye, gençlik ve dinamizm bekliyorum, satıp almak gereksinimi eldeki fiyatı olan isimlerin gitmesi anlamına gelecektir lakin doğru yapılanma bizi gelecek için daha rahat bir yola sokacaktır ki sonuçta İmparator ve ekibi de bizim gibi düşünen, bize güven veren bizim gibi hisseden bir ruhla bunu çözüme kavuşturacaktır, güzel günler gerçekten yakın bize de meşaleyi yakmak kalıyor yine.


23 Mayıs 2018 Çarşamba

NASIL DEVAM ETMELİYİZ-2



       16.Haftanın bitimi ile geçte olsa başlayan hikaye, 21. şampiyonlukla taçlanan bir sezon. İmparator etkisi, kazanma kültürünü tekrardan hatırlayan ve hatırlatan sinerji; değişen başkan ve yönetimle oluşan birleşme duyguları ve G.Saray büyüklüğünün dosta düşmana gösterimi bu sezonun kısaca özeti oldu diyebilirim.

       Yerel başarıların araç, yurtdışı başarıların amaç olduğu ve bunu unuttuğumuz 2 sezonun ardından tekrardan yerimize geri dönerek gelecek sezonun heyecanı hepimizi sarmışken artık daha kalıcı ve doğru neler yapmalıyız kısaca onları paylaşacağım bu yazımda sizlerle.

        Öncelikle belirtmek istediğim ve üstüne basacağım vurgu Fatih Hocanın yapacağı tüm hamlelerde kayıtsız şartsız hatta sorgusuz destek olacağımdır; olunması gerektiğidir. Kendimce de öncelikle 2 ana kriter üzerinden gidilmesi gerektiğini düşünüyorum, takımın gençleştirilmesi ve kalitenin arttırılması olmalı yapılacak hamlelerde ki kıstas.

        Tabi ki henüz FFP kriterleri tarafımıza ne şekilde yansıtılacak bilmemekle birlikle sözleşmesi sona eren isimlerden yolumuza devam etmemiz gerekenler olarak sadece Donk'u söylemek geliyor aklıma; Yasın, Eray, Carrasco (Hoca yedek yabancı kaleciye sıcak bakmıyor), Lato, Balta, Koray(potansiyeli var ancak tercih edilmiyor) ile yollar ayrılıp maaş bütçesinde yer açmak ilk aklıma gelen hamleler.

          Kiralık isimlerden her ne kadar Naga tam da hocanın istediği sol bek olmasa da gösterdiği performans ile makul fiyata kadroya katılıp Denayer'de ben her ne kadar yeterli görmesem de hızlı stoper seven teknik kadro tercihinden dolayı gelecek sezonda en azından kadroda olmalıdır. Kiralık verdiğimiz isimlerden İsmail Çipe kadroda yedek kaleci rotasyonunu güçlendirebilir, Carole fizik gücü ile hoca tarafından tekrardan gelişebilir, Cavanda ise en azından piyasasıyla yine başka yerlere gönderilebilir  ayrıca Tarik için kulüp bulmak Tolga konusunda kesin çözüm getirmek, Ahmet Çalık'ı daha çok rotasyona sokmakta diğer detaylar olarak eldeki kadro için yapılacak işler olarak gözükmektedir.

         Gençleri tabi ki unutmadım ki Fatih Hocadan her gelişinde yaptığı gibi bu seferde kadroya altyapı hamlesi bekliyorum ki Ozan Kabak'ın oyuna girişi bizi bu konuda daha da umutlandırdı. Takımla antremanlara çıkan Celil Yüksel, Atalay Babacan, Ali Ülgen, Recep Gül, Yunus Akgün gibi isimlerden de yapacağı ve sunacağı süprizler takımın geleceğinin inşası açısından çok önemlilik arz etmektedir.

        Peki eldeki bütçeye göre en elzem bölgeler nereler ve nereler daha da güçlendirilmeli biraz da ondan bahsedeyim. İlk hamle orta sahaya gelmeli bence, N'Diaye sonrası Donk'un dönüşümü ve Selçuk'un yükselişi olmasa çok eksik kalacağımız bölgeye oyunun iki yönünü de oynayan kaliteli bir isim mutlaka eklenmeli hatta bu sayı gerekirse arttırılmalıdır. Sonra sol açık diyeceğimiz 8 numaraya Garry'den ve Feghouli'den de daha fazla verim almak ve ekonomik kullanmak için iki ayağını birden kullanan hızlı, direkt kaleye top taşıyan bir hamle gelmelidir ki 24 yaş altı bir isim benim ilk tercihim olurdu. Ayrıca stopere ayağı yere sağlam basan topla arası iyi, hava toplarına hakim kaliteli bir stoper, Gomis yanına Eren'in de kadroda tutulup topa daha çok hükmedebilen ve topla kateden güçlü, skora da katkı yapan bir kalite transferi yapılması gereken 4 önemli dokunuş olarak gözüküyor.

        Ben Fatih Hoca, scout ekibi ve yönetim ortak hamleli olarak gelecek sezonun daha güzel ve kaliteli devam edeceği kanaatinde ve düşüncesindeyim, biz taraftar olarak bu sezon yaptığımız pozitif sinerjiyi arttırarak devam ettirmeli ve gücümüzü herkese sürekli göstermeliyiz. Zaten artık gerçek yerimize geldik orada alınmayan tek kupa için sabırlı hareket edip bir olmalıyız; inan edinerek başarı gelecektir çünkü biz bir halatı birlikte çekenlerin kulübü, ilklerin ve enlerin doğduğu yeriz.




         
     

25 Aralık 2017 Pazartesi

NASIL DEVAM ETMELİYİZ...


     4. Fatih Terim dönemi aslında tam olarak Göztepe maçıyla başladı bence, taraftarla buluşma,takımı sahada tanıma, sonra canlı olarak izleme, devre arası müdahale ve onun sahaya yansıması ile ortaya çıkan tablo bizi az da olsa fikir sahibi etti.

     Alınan 35 puan ilk yarıda 14 hafta lider götürdüğümüz ligde 2.olmamızı sağlayabildi ancak bunda tabi ki son 7 maçta alınan 4 yenilgi ve birçok çatışma, yönetim-taraftar- teknik kadro- oyuncu uyumsuzluğu aslında önde tamamlayacağımız bir yarıyı sorunların üstü kapatılmış gözüken bir halde bitirtti bizlere.

    Asıl düşünülmesi gereken ise şimdi neler yapmalıyız, geçmişten ne dersler alıp; kısa sürede nereleri onarmalıyız, nerelere artı hamle yapıp kimleri daha çok dahil etmeliyiz. Süre Fatih Hocanın da belirttiği gibi kısıtlı, acele edip telaş yapmamalıyız; doğru seçimler üzerinden minimum hata ile gerekenleri yapmalıyız ama peki nedir bunlar kendimce derleyip sizlerle paylaşmak istedim.

    Kadronun en net gözüken hatta ilk gözüken eksiği bence, kağıt üzerinde ki kalitenin sahaya yansımaması, bunun da çözümü eldeki isimlerden daha çok verim almak ile geçiyor. Beklenti altı performans veren bu isimlerin Fatih Terim ile daha üst düzeyde oynayacağını düşünüyorum ki bu zaten bizi daha performanslı bir takım haline getirir.

    İkinci eksiğimiz kadro derinliği, transfere en son geleceğim için bu eksiklikle ilgili yapılması gereken yaşı artık gençlikten çıkıp patlama seviyesine gelmiş isimleri oyuna dahil etmek olacaktır; Sinan Gümüş, Koray Günter, Ahmet Çalık, Emrah Başsan ilk aklıma gelenler şu anda.

    Sonra senelerdir konuşulan ancak takıma sadece antreman kamplarında katılan ve sonra unutulan altyapı yani akademi hamlemizin olaya girmesi ki bu konuda her geldiği dönemde bir isimi kadroya mote eden bir hocamız olduğundan pozitif hamlelerin geleceğini düşünüyorum tam da elinde altın jenerasyon olarak belirtilen bir U17 ekibi mevcut iken.

    Ve tabi ki hepimizin en büyük beklenti devre arasında da olsa kalite arttırımını beklediğimiz transfer hamleleri, konuşulan bunların da yapılacağı yönünde ki en elzemi olan sol bek ilk bitmesi gereken mevki olarak gözükmekte. Sol önde top tutan takımı rahatlatan bir kanat, Gomis'e yardımcı daha seri ve hızlı hatta pozisyon yaratan bir forvet daha sonra aklıma gelenler benim tabi ki daha düşündüğümüzde eksikler bulunur ancak az ama öz hamle yapılması tarafındayım ben.

    Kağıt üzerinde yapılması gerekenler bunlar tabi ki lakin asıl olması gereken tekrardan yakalanan sinerijinin devamı, heyacanın korunması, hırsın üzerine konması ve en ufak bir tökezlemede yere düşülmemesi. G.Saray'ın özelliği çok çabuk toparlanıp ayağa kalkmasıdır zaten kaostan zafer çıkarmasıdır en kısa sürede, bu sezonda şartlar bunu gösteriyor bizlere.

    Hayalleri bizimle aynı düşünen bir isim ile yaptıklarının yapacaklarına yol gösterdiği günler görmeyi umut ediyor ve istiyoruz, zaman kenetlenme zamanı çünkü biz kenetlenince çok güçlü oluyoruz, hayal edileni gerçeğe dönüştürüyoruz.
   
   

8 Eylül 2017 Cuma

10'LARLA YENİ DÖNEM


   2017-2018 transfer sezonunun bitmesine saatler kala transferlerimizi tamamlamışken bu yazıyı yazmayı istedim; herşey netleşmiş olsun biz de önümüze daha sağlam bakalım diye.

   Beklentilerin düşük ama eylemlerin büyük olduğu bu dönemde yapılan 10 hamle ve takımın geleceği hakkında birkaç yorumumu paylaşmak istiyorum ben de sizlerle fikir alışverişinde bulunmak amacıyla...

    Geçen iki kötü sezonun ardından aslında geç kalınmış bir operasyon yapıldı, kısa ve doğru geçişlerle hem kadro kimyası daha iyi olabilecek hem de sonuç anlamında daha sevindirici işler yapabilecekken beklenilmesi tarafımıza büyük kayıplar yazsa da artık zaman önümüze bakma ve bundan sonrasını düzeltme zamanı olarak gözükmekte.

    Hep belirttiğim Musleraya iyi bir alternatif ile biten transfer sezonu, savunmaya lider; bitmeyen Denayer aşkımız, sağ ve sol bek hamleleri, değişen orta saha, efektif kanat, saha içi lider ve forvet ile tamamlanmış olup; aslında kağıt üzerinde şampiyonluğun en büyük adayı olmamızı sağlamış olarak kafalarımıza işlemiş bir durum göstermekte artı zaten takımımız da 3'te 3 yaparak lige başlamışken.

    Tudor'a olan güvensizliğin sona ermesi veya yönetimle taraftarın açık olan arasının düzelmesini sağlamak açısından da çok önemli bir katkı sağlayan bu transfer sezonunun belki de en kazananı sportif direktörümüz Cenk Ergün oldu. Yapabilecekleri tartışılan ve soru işareti olarak belirtilirken birden transfer sihirbazı imajını oluşturan Ergün için artık hepimiz daha büyük hedefler ve beklentilerle dolu konuşmalar yapıp övgü sözcüklerini rahatlıkla ifade edebiliyoruz.

    Pozitif gözüken bu tablonun sürmesi bizim de desteklerimize bağlı tabi, bir bütün halinde hareket ederek, takımı öne iterek çok kuvvetli bi kimya oluşturabiliriz bu sezon ki gelecek sezonlar da artık olmamız gereken yerde Ş.Liginde yaptıklarımızın üstüne çıkmamızı sağlayıcı bir güç oluşturmuş oluruz daha şimdiden.

    Hep söylediğimizle bitireyim sözlerimi, değişemeyen ve gelişemeyen takımlar rakiplerinin gerisinde kalmaya mahkumdur; biz değişimi başlattık gelişim ise araç olan ligi en üstte tamamlayıp amaç olan Ş.ligine giderek gereçekleşecektir. Artık bu sezon Mayıslar yine bizim olsun yeter ki desteği ufak takılma ve tökezlemelerde hemen keserek değil arttırarak devam ettirelim ve unutmayalım ''Başka Galatasaray Yok''; bir tane armamız var.

14 Temmuz 2017 Cuma

OLMUYOR OLMUYOR İSTESENDE...



     13 Temmuz'da sezon mu açılırmış dedik hepimiz; içimizden geçirdik dışarı sesli söylemesek te tedirginiz, rakip hazır, saha çim vs. diye. Sonra aklımıza geldi 1992 yılında Danimarka plajdan geldi Avrupa Şampiyonu oldu sen G.Saraysın bize rakip olamaz adını bile yazamadığımız rakip diye.

    Maç öncesi hoşuma gitmedi açıklamaları demiştim Tudor'un, rakibi tabi ki küçük görme ama kendini de küçük düşürme özellikle de Avrupa'da. Sahaya çıkınca da hangi takım biziz diye afalladım ilk başlarda; hazır olamamak başka iki pas yapamamak başka.

    Bu takım evet çok takviye istiyor, evet kapasitesi yetersiz ama bu kadar da kötü olmak yakışmıyor asla, kaleye organize olarak gidememek; savunma da bile ki kompakt olduğumuzu söyledi ki ben bir bütünlük göremedim herşeyden uzak yerleşim içerisinde olmamız açıklanabilir değil özellikle de bu turda.

    Büyük takım hocası büyük oyuncuları idare eder tabir-i caizse egoları lego yapar kimseye hissettirmeden yok eder; G.Saray hocası hücum oynar, baskılı oynar, rakibi heryerde boğun talimatıyla çıkar.

     Sonuç hüsran olmadan baştan değişim gerekli, diyorlarsa ki biz yeni yapılanma içerisine gireceğiz hedefimiz kupalar, başarılar değil o zaman devam edilsin ama ben ve hiçbir G.Saraylı şu anda bırakın bu turu geçememeyi ligde olunması gereken şampiyonluk, en çok aldığımız kupayı bir daha almak ve Avrupa'da final ile başlayan turlara ulaşamamayı bile başarısızlık olarak görüyorken bu riski almak sezonu baştan bitirmek demektir.

      Tur konusuna gelince ikinci maçı Neuchatel maçına benzetenler, ne durum aynı durum değil ne turu geçersek aynı başarı değil onu da belirteyim son olarak; ayrıca turu geçmek zaten G.Saray için en doğalı gözükürken Tudor büyük iş başarmış mı olacak aradaki seviyeler ortada iken.

6 Haziran 2017 Salı

YENİDEN BAŞLASIN...


     2016-2017 sezonu bizim için 64 puan ve lig 4.lüğüyle sona ererken; tarihimizde ilk defa 2 sezon üst üste ilk 3'e girememe, oynanacak 3 ön eleme ile de yeni lige erken hazır olma gibi değişik koşulları da karşımıza çıkardı.

    Büyük hedeflerle girilen bir sezon, 7 sezon başı 2 devre arası olmak üzere totalde yapılan 9 hamle; sonra aslında sezona kupayla başlayıp JOR Bey'den gençlik ateşi ve değişim bekleme; hayalkırıklıkları, yanlışlar, eksikler, yenilen haklarımız vs gibi olumsuzluklarla devam eden ve biten bir yıl olarak geride kaldı.

    Çok kritik bir senenin bizi beklediği, artık her kulvarda sportif başarının elzem olduğu, değişilmesi gereken birçok konunun mevcutluğu ve takımdan kopan taraftarın da heyecana dahil edilmesi gibi koşullar ortada iken işler her sezondan daha da zor aslında. Neler yapılması gerektiği zaten ortada hep aynı şeyleri söyleyip, hep aynı konular üzerinde dolaşıyoruz; ama futbol takımı için kısaca tekrardan kendi görüşlerimi yazayım.

    Sportif direktör ve hocaya yetki veriliyorsa doğru ya da yanlış onların hamle yapmalarına izin verilmeli ve tam destek verilmeli.  Takımın kalitesi her mevkide arttırılırken gençlik hamleleri de altyapımız takviyeli ve dışarıdan yetenek eklemeli devam etmeli. Taraftarın eski heyecanı geri getirilmeli, indirimler, kampanyalar, yıldız hamleleri vs artık ne gerekiyorsa yapılmalı.

    Aslında herşeyden öte birlik ve beraberlik sağlanmalı, beyaz bir sayfa açılıp yazmaya yeniden başlanmalı, çünkü tarih  hep yazılanları bizim önümüze sunar, gerçekler hep tarihte mevcuttur ve o tarih zaten G.SARAY'ın yazdıklarıyla doludur.

9 Mayıs 2017 Salı

Söylem Degil Eylem Zamanı Artık



    30. Haftayı geride bıraktığımız bu sezonun ardından da kalan 4 maçta Avrupa hedefimizi sürdürmek elimizde tek barut olarak kalmış gözükmekte. Sezona JOR ile başlayan bizim de çok ümitli ve umutlu başlayıp belki de hata yaptığımız ama asıl hata yapmaması gerekenlerin bizden daha çok yanlışa kapıldığı sonucun ise kupasızlık olduğu bir yıl daha geride kalıyor gözlerimizin önünde.

   Şimdi yine gelecek sezon icin neler yapmalıyız düşünceleri, neler nasıl değişmeli; nasıl uzun süreçĺi zaferlere geri dönülmeli diye planlar yapmaya basladık. Bu sefer ben en azından kendi açımdan daha temkinli ve tedbirli düşünüyorum ama bdnim düşünmem onemli degil tabi ki.

    Takım en basta tartışmasız Florya'da tek hakim olacak bir isime teslim edilmeli, deneme, yanılma yöntemi, iyi insan olması, ya tutarsa hesabı artık bu sezon yapılmamalı. Kaleci hariç her mevkiye takviye yapılması söylemini ben Musleranın da performansını düzenli yüksek tutabilmesi için oraya da iyi bir yedek alınmalı ile taçlandırıyor, yapılacak hamlelerin önce direkt oynayacak kalitede olması gerektiğini söylemeye bile gerek olmadığını düşünüyorum.

    Gençleşme, yenilenme; degişemeyenin kaybolduğu modern futbolda zaten olması gereken hamleler iken oyuncuya dayalı değil senelerdir söylenen sisteme uygun takım kurulmasının artık zamanı geldi de geçiyor bile ama konuşan biz konuşmakla kalıyor ve hataları her sene izlemeye devam ediyoruz.

     Sportif anlamda başarılara alışmış bir nesil doğal olarak sürekli başarı ister ve bekler lakin yapılacak doğru hamleler de onları ümide sevkeder. Artık gerekenin yapılması gerektiğini bekliyor ve diliyorum zaten biz ayağa kalktığımızda ayakta ki herkes eğilmek zorunda hisseder kendisini çünkü heryerde daima kralın sözü geçer.