27 Eylül 2014 Cumartesi

60 Dakika Düğün, Yarım Saat Zulüm


    Ligin 4.haftasında yağmurlu bir İstanbul akşamında Sivasspor galibiyetiyle yolumuza devam ediyoruz. Kritik, karışık ve yoğun bir gündemimiz olduğu bu günlerde aslında ilaç gibi gelecek bir galibiyet oldu bu maç bizim için diyebiliriz.

    Maça kadrolara bakınca 4-3-1-2 ve 4-3-3 dönüşümlü oynayacağız diye düşünürken bir anda 3-5-2 ile çıkarak aslında farklı bir rotasyonla ilk defa karşımıza çıktı. Melo savunmanın arasına girerek 3'lü bir defans oluşturdu, Sneijder daha o.sahaya yakın oynayarak etkin ve mücadeleci bir oyun ortaya koydu ve hep söylediğim hücum aklımızı arttıracak Olcan maçn kopmasını sağladı.

     İlk bir saatlik bölümde dominant oynarak aslında evimizdeki maçlarda yapmamız gereken bir tablo oluşturduk aslında ancak son yarım saat hem yanlış oyuncu değişiklikleri özellikle etkili olan Dzemaili yerine giren Yektanın yeterince güçlü olmaması ve topu öne taşıyamaması, Olcan yerine ise Bruma beklerken Hamit girmesi ile topu öne taşıyacak isim eksikliğimiz hem de yorgunlukla çok sıkıntılı geçirmemizi sağladı kalan dakikaları dün akşam ki maç.

   Sonuç kazanan herzaman haklıdır ancak verilen pozisyonlar, yetersiz gözüken kondisyon, Prandelli hocanın hala sistem ve oyuncu kadrosunu bulamaması ile kısır, yetersiz son vuruşlarımız önümüzde bizleri düşündüren ayrıntılar olarak gözükmekte.

   Önümüzde bir Arsenal maçı var bizi bekleyen, ama en azından kazanılan galibiyetle bir moral ve lig için yeni başlangıç için umutlandırdı bizi ancak Londra'da işler Misak-ı Milli sınırları içerisindekinden çok farklı olacaktır. Topçular bizi iyi tanır ki yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır; sahada inanan bir 11 bekliyorum ben sonrasını bekleyip görelim.

25 Eylül 2014 Perşembe

ÜNAL AYSAL BİZDE ÖYLE...


     Evet buradaki yazılarımda da daha önceden paylaştığım gibi, herzaman arkasında durduğum bir isimdi Ünal Başkan. Gideceğini söylediğinden beri içimiz buruk, canımız sıkkın biraz da kalbimiz kırık.

     Kendisini anlatmaya yaptıklarını tek tek söylemeye gerek yok ancak ilk geldiği gün verdiği sözü tuttu bize hem de fazlasıyla bazen, BAŞARI BAŞARI BAŞARI. 2 Lig Şampiyonluğu, 3 kez üst üste Ş.Ligi, 1 Çeyrek Final, 1 Son 16'ya kalma ve Çileklerle dolu pastalar; daha da Süper Kupa, Türkiye Kupası vs... var bu 41 ayda ama sadece futbolla kalmadı yapılanlar, erkek-bayan basketbol şampiyonlukları, Avrupa da kazanılan kupalar, sporcuların aldığı madalyalar...

     Efsane oldu şimdiden bizim gözümüzde, gerçek G.Saraylıların gözünde şimdiden zaten ama sadece başarılarla değil, beyefendiliği, konuşması, hal hareket tavırları, şikeye ve haksızlığa karşı dik duruşu; verdiği imaj ve söylemleriyle tam bir liderdi ayrıca kendisi. Hataları olmadı mı oldu tabi ki yanlış zamanlamaları da oldu lakin ne hatasını reddetti, ne de başkaları gibi yalanlarla bağlamadı koltuğa kendini.

     Bir gün aniden gideceğim dedi ki haklı yanları da var kendisine göre tabi ki ancak biz istemiyoruz gitmesini, sanırım akl-ı selim kimse de istemez, bazı şikeciler, kafatasçılar ve biatçılar hariç. Geri dönmek için uğraşılıyor her ne kadar dönmeyeceğim, dönmek istemiyorum dese de ben de artık döneceğini sanmıyorum işte bir umut bekliyoruz üzgünce, sessizce.

    Ne demiştin Başkan biz bir aileyiz kenetlendikçe daha da büyüyen, senin etrafında büyümeye devam edelim gel kırma bizi, şikeci, yalancı, piyon ve uşakların yüzünü güldürme; G.Saray büyümeye devam edecek biliyorsun biz büyümeyi seninle istiyoruz bunu da unutup Seni Sevenleri Üzme!

20 Eylül 2014 Cumartesi

KAYIP ARANIYOR!


    Ligin 3. haftasında Balıkesirspor deplasmanında hüzünlü bir maçı daha geride bıraktık ve ilk yenilgimizi aldık bu uzun maratonda. Bu maç ilklerle doluydu aslında; Yasin ilk kez sağ bekte oynadı, ilk kez yeni sponsorumuzla sahaya çıktık, ilk yenilgi...

    Sorunlar yumağı sarmış aslında her tarafımızı bugün bir kere daha onu gördük, istatistiklere bakınca çok üstün gözüküyoruz, topla oynama, ceza sahasına atılan 40'dan fazla orta, kornerler, kaleye atılan 10 üzeri şut vs. lakin hücum aklımız yok, hücum kalitemiz yetersiz, kadro uyumsuz, taktik ve oynayanlar yanlış, değişikliklerin bazıları yersiz...

    Ha birde bazı isimlerde dokunulmazlıklar var, şimdilik biraz daha beklemeyi ve sabretmek taraftarıyım ama acil çözüm ve çözümler üretilmeli. Gerekirse psikolojik destek, birkaç hafta kızağa çekme ve özel ilgilenmek gerekebilir bazı isimlerle.

    Biliyorum G.Saray her kaybedişinde içimizden birşeyler kopuyor, haftamız, günümüz geçmiyor, içimiz sıkılıyor; çözümler üretiyoruz düşünüp duruyoruz; artı benim yazasım da gelmiyor o yüzden kısa kesiyorum. Çekecek derdimiz varmış zaman en büyük ilaçtır, gerekenler yapılır zamanla ya da gerekeni taraftar yapar ama dediğim gibi bekleyelim kendi kendimizi kahredelim şimdilik.

18 Eylül 2014 Perşembe

Doğum Sancıları mı Vefat Habercisi mi?


      Bu sezon Ş.Ligi maceramız kendi evimizde Anderlecht karşısında son dakika da bulduğumuz beraberlik golüyle 1 puan alarak biraz hayal kırıklığı ve tepkilerle başladı.3 puan beklediğimiz maçta aslında puanı son dakikada kurtararak bizlerde de ilerisi için karamsar bir tablo sürdü biranda önümüze.

      Maç için analize gelirsek aslında takımın ağır toplarının formsuzluğu ve taraftarla uyumsuzluğu, yeni gelen transferlerin geç gelmesi sonucu uyum sürecinin uzayacağından hazır olmamaları, takımın sisteminin ve oyun anlayışının oturmaması gibi etkenler taktiksel analize gerek kalmadan herşeyi anlatıyor aslında.

     Ben Prandelli hocamıza güvendiğimden dolayı aslında bunun biraz doğum sancısı olduğunu, gelecek güzel günlerin yakında olduğu kanaatinde olanlardanım, çünkü her maç aslında artan bir koşu mesafesi, girilen pozisyonların çoğalması gibi pek dikkate alınmayan istatistikler var ortada; tabi ki durum bazılarına göre ise tam tersi.

    Takımın benimde katıldığım hücum hattındaki hem oyuncu kalitesi hem de yaratıcılık anlamında yetersizliği, yerlilerin bir türlü istenen seviyede olmaması, hocanın daha net 11 ini bulmaması da aslında felakete sürükleyen sebepler olarak gözüküyor bir kısma göre de .

   Biraz daha beklemek lazım hem kadro, hem oyun, hem de skor anlamında; Hocaya ve oyunculara bir yere kadar da destek olmak, yuhalamak, kaybetmek şu anda en kolay çözüm tabi ki, taraftar artık sonuç görmek ve iyi oyun bekliyor yapılan yatırım karşılığında. Neler olacak göreceğiz ama biraz daha sabır bence de ya yeni doğan sağlıklı çocuğu göreceğiz ya da kazma küreği alıp meftayı gömeceğiz.

14 Eylül 2014 Pazar

Taraftarsız Oyun, Kısır Hücum

 
    Anderletch maçı öncesi ligde 2. haftada son provamızda Eskişehirsporla boş tribünlere karşı oynadığımız maçta 0-0 berabere kalarak ilk puan kaybını yaşadı. Genel olarak çok hareketli olmayan ve seyrek pozisyonların yaşandığı maçta gelecek maçlar için beni hem ümitlendiren hem de karamsarlığa düşünen bir çok ayrıntı yakaladım maç sonu itibariyle.

    Prandelli maça 4-3-1-2 ve 4-3-2-1 değişimli olarak başladı; önde Burağı Bruma ve Sneijder desteklemeye çalıştı lakin çok yavaş oynanan oyun, pas trafiğinin yeterli olmaması, takımın ve bazı oyuncuların hazır olmaması; kanat bindirmelerinin yerini bulacak ortalarla sonuçlanmaması kısır bir hücum varyasyonları olan maç yarattı.
 
   Yapılan değişiklerde ise Sneijder çıkması hariç genel olarak doğru hamleler yapılsa da takımdaki senkronizasyon bozukluğu, geç yapılan transferlerin uyum sürecinin olacak olması, bazı yıldızların hazır olmaması maalesef gerekli hamleyi yapmamızı engelledi ve taraftar olmaması da takımı şevke getirmeden genelde durağan, zaman zaman baskılı oyunu oluşturdu.

    Olumlu yanlar yok muydu  vardı tabi; mesela Chedjou beklenti üzerinde iyi oynayıp aslında eski performansına yaklaştı, takım genel olarak savunmayı iyi yapmaya başlamış, Dzemaili alışmasa da tam takıma aklını hemen gösterdi, Selçuk biraz daha toparlanmış gözüktü ve beklerimiz yeni olmasına rağmen bindirmeleri geçen maçlara göre daha etkili ve çoktu.

    En büyük sorunumuz ise düşündüğümüz gibi önde topu tutan, kuvvetli, bitirici özelliği olan bir strikerımızın olmaması ki bunu hocanın Burak yanı Pandev takviyesi ya da Burak Umut ikilisini oynatarak şu anda çözmeyi deneyeceğini düşünüyoruz; bu maçta çok oynayamadılar ancak bu ikili kombinasyonlarıyla başlayarak neler olacağını göreceğiz.

    Salı günü Ş.Liginde çok önemli bir maça çıkacağız artık bu maçı unutmalıyız çünkü zamanımız da kalmadı pek; taraftar etkisiyle de yabancı kontenjanının olmaması daha rahat kadro kurmamızı da sağlayacaktır. İçeride en az 7 puan dışarıda da alınacak bir galibiyet bence bizi gruptan çıkaracaktır sıra Ş.Ligi logosundaki 8 yıldızdan biri olduğumuzu tekrardan herkese gösterme sırasında ama dikkat edelim o yıldızlardan biri de Anderletch'e ait.

4 Eylül 2014 Perşembe

2014-2015 Model G.Saray!



      Transfer sezonu sona erdi ve hatta ilk maçımızı deplasmanda Bursaspor'a karşı oynayarak sezonu deplasmanda güzel bir galibiyetle açtık. Bu hem 4.yıldız yolunda güzel bir moral hem de deplasman fobisini yenmemiz açısından bize umut ve inanç sağladı sezon başında.

     Şimdi hem ilk maç ve taktiksel anlayış hem de son dakika da gelen 3 transferle geleceğe ve en azından devre arasına kadar küçük bir analiz, yapılacaklar ile eksikler-artılar üzerinden kısa bir fikir paylaşımı yapmak istiyorum sizlerle bence bizi neler bekliyor neler olacak hep beraber tartışalım burada.

    Kadro yapısı Prandelli hocamın ağzından çıkan sözlerden de duyduğumuz üzere isteklerine göre tamamlandı ki zaten 25 kişilik kadro da Şampiyonlar Ligine bildirildi artık bundan sonra top hocamız ve futbolcularda. Sinyor hazırlık maçlarında ve Süper Kupa maçında 4-2-3-1 denedi sürekli ve gördü ki öndeki bir Burak ve Umutla bu sistem işlemeyecek, hücum varyasyonları atıl kalacak, kanatlar yeterince bu sisteme aktif kapasitede değil ve takım etkisiz gözüküyor.

    Bu sebeple ilk lig maçına 4-3-1-2 ile başlayıp sonra da 4-3-3'e dönerek daha doğru oynayabileceğini alınan 3 isimle de zaten bundan sonra genellikle bu şekilde oynayacağını bizlere gösterdi. Peki kadro yapımız nerelerde ne kadar yeterli nerede fazla nerede azız.

    Kalede Muslera diyorum fala lafa gerek yok herhalde yedekte de Sinan Bolat takviyesi iyice bu sezon güvende olacağımızı gösteriyor bize iki direk arasında, beklere gelince Veysel, A.Telles, H.Balta üzerine Tarık takviyesi aslında modern beklerimizin artmasını sağladı her ne kadar daha ne kadar yeterli olacaklarını bilmesek bile. Stoperlere gelince ise Chedjou, Semih, Gökhan, Koray 4'lüsü tam ne yapacaklarını bilmediğimiz ve lider eksikliğimizin hala mevcut olduğu bölge olarka gözükmekte; oraya bir takviye yapılmadı veya yapılamadı lakin en rikli bölgelerimizden biri olarak gözükmekte.

    O.Saha ise Melo, Selçuk, Yekta, Hamit, Furkan üzerine Dzemaili gelince orada 3'lü oynayabilecek çok potansiyelli ve alternatifli bir kadro oluşturmuş olduk, yeter ki gerçek performanslarını gösterebilsinler, kanatlarda ise Olcan, Bruma, Yasin, Aydın geçen sezondan daha kaliteli ve kapasiteli bir 4'lü olarak bize daha çok umut vermekte artı Sneijder gibi bir lider hala bizde onun alternatifi ise sistemde belki değişikliklerle farklı isimler olarak gözükmekte ancak isim olarak Emre Çolak daha da zor da kalınırsa Umut Gündoğan olarak gözze çarpmakta.

     Forvet hattı ise bence bir takımın şampiyon olup olamayacağını belirtecek en önemli mevkii, senelerdir ligimizde şampiyonu forvet hattı ve etkinliği belirledi bu sezon da öyle olacak burada Burak ve Umut yerli rotasyonu mevcut lakin ben buraya direkt bir isim Drogba sonrası gerekli diye düşünüyordum ki hala öyle düşünüyorum Prandelli hocamız Pandev'i alarak yardımcı forvet eksikliğini gidermek ileride özellikle Burağın etkinliğini arttırmak amacında ki inşallah yanılmıyordur ancak ben ileride sorun yaşayabileceğimizi hala düşünüyorum.

    Genel hatlarıyla takımımız ve kadro analizi bu şekilde ortada 3 kupa ve büyük hedefler mevcut, ben özellikle Prandelli hocamıza güveniyorum bazı fikirleri benimle uyuşmasa da. Bize kalan takımı destekleyip maçlara gitmek ki ben hep orada olacağım sonrasını göreceğiz lakin biz yapılmayanları yaptık bundan sonra da yapacağız kimsenin şüphesi olmasın yeter ki bir olalım kenetlendikçe daha da büyüyeceğiz buna inancım sonsuz.