29 Aralık 2013 Pazar

KARE ASIM

Şimdi reçeteyi veriyorsun ama ilaçları vermiyorsun diyenlere; Alex Telles transferi bitti sayılır dediğimize göre sol bek dışında en gerekli gördüğüm 4 mevkiye kendi tercihlerimi ve gerçekten bizde iş yapabilecek isimleri yazmak ve önermek istedim. Önerilerim videodan izleme değildir bu arada gerçekten takip ettiğim bildiğim isimler bunlar ki zaten Avrupa futbolu sağolsun beni hep ekranda yeşile iter o yüzden gelsin kareasım diyorum;

HAKAN ÇALHANOĞLU


Yeni Mesut Özil malum, biz çok beğeniriz çok severiz böyle benzetmeleri yalnız ben kendi izlediğim adamı anlatayım diyorum size benzetmelerden uzak durarak. 1994 doğumlu bu çocuk forvet arkası oynuyor hatta sol kanatta da oynar ama sağ ayaklıdır kendisi. Tekniği üst düzey bir isimdir ki Hamburg takımında Van Der Vaartdan takım liderliğini alması beklenen ancak takımın kötü gidişi ve kendi performansının da artmış olması sonucu ayrılma yüzdesi büyük olan, bizimde hem gerektiğinde Sneijdere alternatif hem de sol açıkta tekniğiyle fark yaratacak bir isim olarak ee çocuk bizim de fanımızken kaçırmamız gereken bir isim. Birçok rakam varken ortada gezen ancak 5-6 milyon Euro keş paraya bence hemen bitirmemiz gereken bir isim alın gari ne diyeyim...

ALPASLAN ÖZTÜRK

 
1993 doğumlu bu çocuk, hem sağ bek hem ön libero oynar yani bizde gerektiğinde Eboue, gerektiğinde de 3 lü defans oynattığında Mancini Melo ve Selçuk arkası oynar, gerçekten kaliteli ve ligimizde pek olmayan bir özelliği olan yani kafasını kaldırıp pas, şut ve çalım atan bir isim; Belçikada da daha yeni gelmesine rağmen S.Liege e formayı kapmış biri.
Mutlaka alınmalı maksimum 2-3 milyon Euroya biter bu iş o zaman kaptırmamak lazım...
 
EMRAH BAŞSAN
 
 
Çoğunuz izlemişssinizdir ancak ben bir daha söyleyeyim, belirteyim bu ligin bence Anadolu takımlarında oynayan en yetenekli genç yerlisi, forvet arkası, sağ ve sol açık oynar; teknik, hızlı, yetenekli, tek seksiği biraz kuvvet o da çalışarak hemen hallolucak bir problem. O da bizde oynamak istediğini aklının bizde olduğunu söyledi ki artık düzenli oynadığı Antalyadan ayrılma vakti bence de geldi; maliyet yaklaşık 3 milyon Euro civarı iken bu potansiyel bizde olmalı, çünkü bizde böyle bir kanat ihtiyacı çok bariz bir şekilde mevcut.
 
 
KORAY GÜNTER
 
Ömer Toprak Ş.Liginde oynayamayacağı için oraya alınması gereken isimi belirlemek aslında kolay olmadı ama en iyisi ve hazırı bence şu anda Koray yerli olarak ta oynatabilinecek ve alınacak, ne sakat Serdar Taşçı ne de peşimizde olduğumuz ve benim hiç beğenmediğim Serdar Aziz.
Bu çocuk Almanya U20 ve Dortmund Genç takımında oynuyor bende izleme şansı buldum birkaç maç; ne yalan söyleyeyim çoğu ben stoperim diyen isimden daha iyi ve daha iyi yer tutmayı biliyor, bence şu anda sudan ucuza da yani yaklaşık 2 milyon Euroya maksimum alınabilir, yoksa Ömer gibi olur en az 6-7 milyona bile almak kolay olmaz, scout ekibi eminim izlemiştir vermişlerdir rapor, bende söyleyeyim dedim hazır daha çok göze batmamışken o zaman bitirin işini...

 
 

28 Aralık 2013 Cumartesi

KIŞ ÇİLEĞİ MEVSİMİ


En sevdiğim döneme geldik artık, transfer dönemine; aslında bir bakıma en nefret ettiğim döneme de diyebilirim...

Benim gibi CM şimdi ki adıyla Football Menager hayranları bilir ki biz çok önceden keşfetmiştik Ronaldinhoları, Neymarları, hatta ben Mourinhodan önce Ş.ligi şampiyonu yaptım Portoyu, çok önceden dirilttim Dortmundu...

Aslında hepimiz kuruyoruz her transfer dönemi kafamızdaki kadroları harcıyoruz deli gibi paraları, sonra da bekliyoruz geceleri inmesi gereken uçakları; ah nerede hala o Pires üniversitedeyken az mı bekledim Süleyman Rodopun indi inecek haberlerini nerede her transfer dönemi bu sosyal ağ bu kadar yaygınlaşmamışken sürekli tekrarları izlenen spor bültenleri.

Artık herkes duyumcu, herkes birinin bir tanıdığı ya da kaynak sağlam yerden; içeriden, aslında düşünüyorum da şimdi daha zor her kafadan bir ses çıkıyor her gazete birini getiriyor herkes son dakika veriyor, eskiden daha naifti en azından bu dönem.

Ha birde bizde bir laf var, ona da bayılırım ''G.Saray'da transfer bitmez'' bitsin kardeşim bir kere de erkenden bitsin kampa hazır gelsin oyuncular ki alışma problemi en azından çabuk bitsin lütfen...

Bu ara dönem sanırım yoğun geçecek, malum hoca değişikliği; sistem değişikliği ve kontenjan saçmalığı yüzünden ki eksikler gözle görülen büyüklükte geçmesi de gerekiyor o yüzden neyse şimdi gelelim benim analizlerime; öncelikli olarak takımda son dönemde Riera ve H.Baltanın artan performansları olsa da bir sol bek eksiği gözle görülüyor ki yüzde 99 biten bir Alex Telles transferi var. Nasıl bir adam derseniz yaş 21, geçen sene Brezilya Liginin en iyi sol beki; gelecek vaat eden ancak milli formaya henüz ulaşamamış olması da ekstrası. Ben çok izlemediğim için yorum yapamayacağım fazla ancak gelecek vaat eden bir isim; yabancı konusunda ben çok büyük star adayı olmadığı sürece daha az riskli, daha komplike ve bilinmiş isimlerin alınması taraftarıyım, özellikle de Güney Amerikadan ilk defa Avrupaya gelecek adamlara pek sıcak bakmıyorum açıkcası.

Yerli kapasitemizi kesinlikle arttırmalıyız, özellikle bu FeNerasyon varken o yüzden şu anda ilk önce yapabilirsek eldeki yabancı kontenjanını azaltıp yerli oyuncu ağırlıklı; varsa alabilirsek çok kaliteli yabancılarla da kadroyu güçlendirmeliyiz.

Devre arası 10 adam alamayacağımıza göre en az 4 adam alarak geçmeliyiz bu evreyi ama tabir-i caizse nokta transferler olmalı bunlar en öncelikliler olmalı. Ben Başkana güveniyorum hep hedefi yükselttiği hep büyük düşündüğü için ve bize başarı sözü verdiği için; Mancinin de eksiklikleri gördüğünü düşünüyorum o zaman gelsin çilekler, birde pudra şekerli olursa tadından yenmez benden söylemesi.


2013'E MUTLU SON


Maç başladı ve bitti, bugünün özeti bu aslında; beklenenden rahat oldu diyebiliriz özellikle de Hikmet Karamanın maç önü iddialı konuşmalarına bakınca ben daha dişli bir ekip bekliyordum.

Takımın gözle görülen bir daha birlikte oynamayı öğrenme yetisinin artması, kondisyon olarak daha diri olması, pas trafiğinin olumlu yönde ilerlemesi ve daha iyi pozisyon alan bir ekip haline dönmemiz de çabası bence bugünün özetinde.

Mancini dediği gibi şu anda aldığı ekipten daha iyi bir ekip yarattı, rakibe göre sistem kurarak ligi daha da iyi tanımaya başladı; üç kulvarda birden devam edilmesi de cabası ayrıca o yüzden geçen sürede pozitif ve iyi bir etki bıraktı gelecek için ilk başlardan beri verdiğim desteği en azından haketti diyebilirim.

Yapılması gerekenleri yazacağım bir sonraki yazımda ancak özetle Başkanında dediği gibi en iyiyi daha iyiyi bulmak için değiştirdik; o zaman en iyileri daha iyilerini alarak değiştirmeliyiz yine yapmalıyız ne gerekiyorsa, herkese mutlu seneler istekleriniz gerçekleştirdikleriniz olsun en kötü yılınız hep gülücüklerle dolsun...

18 Aralık 2013 Çarşamba

WELCOME BİG CHEF...


Sportif direktör mevzuu yıl sonuna kadar da olsa T.Ujfalusi Reisle şimdilik çözümlenmiş gözüküyor; ilginç bir tercih oldu aslında pek beklenen bir isim de değildi açıkçası...

İtalyanca bilmesi, kariyeri, farklı kültürlerde üst düzeyde top oynaması, burada saygı ve sevgi görmesi hep avantajı aslında tabi ancak bu konuda herhangi bir deneyimi olmaması da handikapı.

Ben doğru olabilecek riskli bir tercih olduğunu düşünenlerdenim; takıma abilik yapacaktır kadroda etki yaratacaktır, bekleyelim sonuçlarını görelim ama defanstaki oyunculara da biraz yer tutmayı öğretse hiç fena olmaz aslında.

16 Aralık 2013 Pazartesi

MOURİNHO BİZE GELMEK İÇİN Mİ HEP BİZLE EŞLEŞİYOR




Ş.Ligi son 16 kuraları çekildi ve biz büyük bir keyifle başka takım taraftarları da her zaman olduğu gibi uzaktan sadece içlerinden en zoru gelsin diye dua ederek geçirdiler ve izlediler bu büyük şöleni.

Rakip mi orta şekerli aslında Chelsea ha diyeceksiniz nasıl orta şekerli; birincisi daha zorluları özellikle Bayern ve Barca gibi iki tane sistemini oturtmuş, tabir-i caizse buldozer gibi takım yerine daha yeni Mou sistemini oturtmaya çalışan, oyuncular arasında tam koordinasyon sağlanmamış; ve kadrosunda da özellikle bir lider ki Drogbaya göz koymuşlar yedirmeyiz en azından şimdilik, bir ekiple eşleştik.

Bizde sorun çok, eksik çok hatta tam bir şey pek yok ama malumunuz Ocak transfer dönemi, oyuncuların Manciniyle tam antreman yapabilmeleri, birde stad, taraftar etkisi bizim ateşimizi canlı tutmaya şimdilik en azından yetiyor, Chelsea sanki daha da oturmayacak mı adam almayacak mı derseniz ben onlardan arma, ruh ve inanç anlamında daha iyi olduğumuzu bildiğim için alacak yapacak ve uygulayacaklarını zamanı geldiğinde konuşalım derim.

Bir lafım da ne ballı takımsınız diyenlere; dikkatinizi çekerim Fethiyespor,Bucaspor veya Balıkesirspor çıkmıyor Ş.Liginde çıkan takım Avrupanın en büyük bütçeli 10 takımından biri ve her oyuncusu yıldız olan bir takım; Şubatta görüşmek üzere ateşimizi canlı tutmaya devam...

15 Aralık 2013 Pazar

BAHARI BEKLEYEN KUMRULAR GİBİ


Çarşamba günü maçtan sonra geçici bahar demiştim ki bugünde belli oldu bu söylemimin doğruluğu; çünkü kadro yapısının yetersizliği özellikle yerli oyuncu kapasitesinin yetersizliği bizi Avrupada farklı burada farklı oyun oynamaya itiyor.

İlk yarı takım gerçekten yorgun, isteksiz ve bıkkın bir oyun tarzı sergilerken aslında maç daha başlar başlamaz Sneijderin karşı karşıya kaçırdığı poziyon maçın kopmasını sağlayabilirdi.Aslında 3 lü defans çok sıkıntılı olmjuyor eskisi kadar ve Manicinde erken değişiklikle daha da canlandırdı takımı ancak birincisi kanat oyuncularımızın yetersizliği artı kurulan baskı sonucu özellikle Burağın çok etkisiz kalması ve yanlış düşünmesi birçok pozisyonda atakların olumsuz sonuçlanmasına sebep oldu.

Şimdi bu takıma Başkanda Hocada el atacak Ocakta mühim olan o zamana kadar hedef minimum kayıp olmalı, yalnız bazı oyuncular gerçekten çok yetersiz ve kapasitesiz saymayacağım artık daha ancak sene başı kadro yapılanmasını yapanlar sanırım bizim yerli oyuncu talebimizin doğruluğunu teyit eder gibi.

Sorumlu aramadan yarın ki kuranın keyfini çıkaralım ve yapılacakların planlamasını yapalım sonrası mı bakacağız...

11 Aralık 2013 Çarşamba

İNGİLİZ, İTALYAN, İSPANYOL, ALMAN HİÇ FARKETMEZ...



Bir takım düşünün senelerdir bir ülkenin kaderini çiziyor, bir ülkenin tarihini yazıyor; kültürü, yetiştirdikleri yaptıkları milyonları sevince boğuyor; bir takım düşünün sahaya ruhunu koyunca sokaktan 11 adam toplasa arkasına ruhunu alınca önüne geleni deviriyor...

Bu takım biziz tabi ki biz yaptık bundan sonra da biz yapacağız herşeyi, G.Saray bir ruh takımıdır kenetlendikçe daha da büyüyen, feriştahı gelse bu takıma o armanın değerini bilen ruhunu koyan Aslanlara karşı gelemez.

Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu bunu herkes böyle bilmeli; geçici bahar olacak belirli süre belki de ama şimdilik bunları konuşmayacağım, zaman eğlence zamanı, zaman zaferin tadını çıkarma zamanı.

Önce Manciniye takımın savunmasını az da olsa düzelttiği 5 maçta 7 puan alıp bu gruptan çıkarttığı için, sonra harkulade taraftara bu hava ve sahada takımına Avrupada başka hiçbiryerde böyle bir destek olmayacağını tekrardan gösterdiği için, sonra futbolculara ruhlarını ortaya koyduğu için son olarak ta Ünal Başkana böyle büyük bir vizyona sahip olduğu ve hep daha yukarıyı düşündüğü için...

Bir lafım da başkalarına büyüklük tartışması yapanlara, üç kulvarda birden yürüyen tek takım biziz hep böyle olduk ama bir daha gösterdik unutmayın G.Saray Türkiyedir, Antartikadan Güney Amerikaya Türk deyince kulüp olarak önce Galatasaray gelir akla, o zaman hep beraber RE RE RE RA RA RA GASSARAY GASSARAY CİMBOMBOM!

EYVAH TÜRKLER GELİYOR...



Juve maçındaki 11 Aslan;
Muslera, Chedjou, Semih, Gökhan, Eboue, Riera, Melo, Selçuk, Sneijder, Burak, Drogba.

3-4-1-2 rotasyonuyla oynayacağız geçen hafta başarılı olan rotasyon ki eldeki imkanlar içerisinde en iyi kadrolardan biri çıktı diyebilirim artık yoruma gerek yok staddaki 52.000 taraftarla armaya layık olacaklarını düşünüyorum, vira bismillah maç sonu bir zaferle daha Avrupanın titrediğini yazmak ümidiyle; G.Sarayın olduğu yerde umut tükenmez.

10 Aralık 2013 Salı

ŞİNANARİ ŞARKISI İTHAF OLUNUR...


Dün bana göre iki denk ancak taraflı medyaya göre bir favorinin olduğu, şampiyonluğun en büyük iki adayının maçı vardı malumunuz…

Maç öncesi yorumlar eksikliklerimiz çokluğundan ve Avrupada fırtına gibi esen bir takım olduğundan karşımızda kaybedeceği yönündeydi ama unutulan bir şey vardı tabi ki; G.Saray RUHU!

Baştaki hocasından salonu dolduran 10.000 üzeri taraftarımıza kadar inanmanın verdiği gücü bir daha sahaya yansıtıp rahat bir galibiyet aldık sürekli önde götürerek maçı; aslında bir anlamda da mesaj verdik dosta düşmana.

Ünal Aysaldan sonra amatör branşlara yapılan yatırımların artması, daha da değerlenmesi bu dallarımızın kulübün hedeflerine daha uygun hareket edilebilmesini sağlıyor taraftarı da daha çok heyecan ve ümide sevk ediyor. Başımızda gerçekten bu işin piri bir hoca ve iyi bütçeyle kurulmuş winner oyuncuların bulunduğu dengeli ve kuvvetli bir kadro aslında her branşta yapılması gerekenlerin bir özetini sunuyor bizlere de . Emin olun sakatlar iyileştikçe de daha da iyi olacağız daha kuvvetlenip daha güçleneceğiz ve geçen seneki başarıya yaklaşmamız çok daha kolay olacak.

Teknik analize girmeyeceğim ancak uzun rotasyonunda sorunları olan bir rakibin bu problemini iyi analiz ettiğimiz ve içeriden bolca oynadığımız bir maç oldu, taraftar desteğiyle de hep beraber savunma yaparak 62 sayıda tuttuk potansiyelli rakibimizi.

Ben yolun daha uzun olduğunu ve Euroleague ile birlikte yola devam edildiğini, yıpranma paylarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünerek takıma hep desteğin motivasyon ve direncini arttıracağı düşüncesindeyim ha birde başlık nereden geldi derseniz şarkıyı dinlemeniz ve bir kere tribünlerde bulunmanız yeterli diyorum artık anlayana… 

4 Aralık 2013 Çarşamba

OYNATMAYA AZ KALDI DOKTORUM NEREDE


Elinize şans geçmiş, oynamıyorsunuz ne kadar zamandır ve rakipte güç ve kapasite olarak sınırlı bir konumda, ne yaparsınız; kendi yeteneklerinizi göstermek için en azından mücadele edersiniz değil mi ancak bu takımdaki isimler sanırım burada kalmak istemiyor.

Manciniye kızıyor tüm basın hatta birçok taraftar ben sadece şöyle bir eleştiri yapabilirim kendisine, bu takımdaki çoğu isimin futbolcu olmadığını bile bile neden oynatıyor hala diye, ama alın size malzeme bu da diyor olabilir.

Kupada 8 senedir zaten bir başarı yok elensek te ne olur şimdi bu turda denilebilir, daha Pazar maç yaptı bu takım denilebilir, sahada ilk defa bir arada oynayan hatta bir arada oynayan oyuncular olabilir; koordinasyonsuzluğu anlarım akıcılık olmayabilir onu da anlarım ama ruhsuzluk hiç yakışmıyor gerçekten.

O formayı bir daha vermemek lazım hiçbirine, hatta giydirmemek antremana bile almamak, hatta Floryaya yakın mevkilerde bile oturtmamak lazım, şaka falan yapmıyorum çok ciddiyim; yeni gelenlere de kötü örnek teşkil etmemeleri lazım, altyapıdaki gençlere de .


Taktik, teknik analiz falan yapacak halim yok bu maç sonrası tek söyleyeceğim taraftar artık çok bilinçli ve hoca değiştirmekle bu işin çözümlenmeyeceğini artık çok iyi biliyor; filmi başa sarmaya gerek yok filmin yeni sürümünü piyasaya sürmeliyiz; bir lafım da Ünal Başkana ben hep destek oldum hala da olacağım çünkü biliyorum ki iyi işler yapıyor çözümler için uğraşıyor, yapacakları atacakları adımları atarken cesur davranmaya devam etmeli; güzel günler yakın en azından bırakacağı miras daha sağlam olacak birçok kişiye göre; bu arada Fethiyede 2+1 evler pahalılaşmış benden söylemesi :)) 

2 Aralık 2013 Pazartesi

MAZERETİM VAR, ASABİYİM BEN...




Yine bir gol yenilen haftadan sonra kaybedilen iki puan ve oynanan kopuk kopuk, dönemsel güzel diyebileceğimiz futbol; verilen pozisyonlar, hırsını ve isteğini kaybetmiş futbolcular topluluğu…

Hep aynı şeyleri söylüyoruz bu sene dikkatinizi çekerim, suçlu sorumlu kim onu çok sorgulamamak lazım aslında önümüze bakmak gerekli diye düşünüyorum sürekli, çözümler üretmek, gerekirse yeniden yapılanmak vs…

Bu takım belli ki iyi çalışmamış sezon başı evet, buna ihtimal var mı düşünmek bile istemiyorum başımızda Fatih Terim varken ama sanırım Florya’da tek adamlık yordu, üzdü kendisini; bizi de böle sonuçlara mahkum etti. Birde yanlış kurulan kadro yapısı var tabi dediğim gibi gerek yok hep aynı şeyler o yüzden şimdi önümüze bakalım.

Bir kere G.Saray futbolcusu o formayı taşıyan isim, yeteneksiz olabilir, formsuz olabilir, sakat olabilir ama duyarsız, ruhsuz olamaz; birbirleriyle saha içerisinde tartışamaz, kadroya giremeyip te ne de olsa paramı alıyorum diye yan gelip yatamaz maçı tribünden izlerken, ya da ben böyle öğrenmedim bize böyle öğretilmedi, benim bildiğim GALATASARAY BİR RUH TAKIMIDIR…Renklerine aşık birbirini seven futbolcuların takımı, feragat ve fedakarlıklarla çalışacak futbolcuların takımı…

Neyse ben şimdi olur da Juveyi yeneriz geçici bahar gelir diye reçeteyi önceden yazayım, skor yazarı değilim öyle yazmamaya çalışıyorum en azında gözükenleri şimdiden belirteyim diyorum; kendimce bir reçete vereyim diyorum.

Kaleci; Muslera kalmalı ama hala bir Taffarel,Mondragon,Simoviç değil olması için de daha zaman var, Eray kalmalı ancak üçüncü kaleci olabilir kendisini geliştirmeli tabi oynamalı da ama nasıl oynayacak onu teknik heyet bilir oraya bence iyi bir yedek kaleci olacak yerli transferi yapılmalı; adaylarım hatta tek adayım Sinan Bolat(Porto).

Defans; bir kere Eboue kendini toparlamalı yoksa futbolda dün yoktur maalesef; yedeği yok, Sabri diyenlere zaten cevabım yok, göbekte Semih dışında 11 de oynayacak adam görmüyorum ben Gökhan yabancı kontenjanından belki yedek olabilir o yüzden en az 1 yerli 1 yabancı stoper lazım; sol bek ise Allaha emanet okuyup üflüyorum her maç H.Balta durur ama mecburiyetten o yüzden önerilerim; sağ bek: Veysel Sarı(Eskişehir),Salih Dursun(Kayserispor),Şener Özbayraklı(Bursaspor),K.Ahmet Çörekçi(A.Demirspor); stoper: Ömer Toprak(B.Leverkusen),S.Bocchetti(S.Moskova),N.Otamendi(Porto),N.Lombaerts(Zenit),V.Corluka(L.Moskova); sol bek: Ziya Erdal(Sivasspor),D.Criscito(Zenit),A.Kolarov(M.City), R.Rodriguez(Wolfsburg),C.Fuchs(Schalke04)

Orta sahaya gelince Selçuk ve Melo kalitesinde en azından bir adet box to box oyuncuya ihtiyacımız var bütün sezon bu ikiliyi yoruyor yıpratıyor ve formunu düşürüyor,Hamitin iyileşmesi de gerekli bence mutlaka ne kadar çok formda olmasa da takım dengesi için çok kilit bir isim bence,iki kanatta da oynayacak Keita tarzı adamlara ihtiyacımız var çizgiye kadar top getirerek ortalarıyla rakibi bunaltacak birde malum Sneijder denklemimiz var, problem mi yoksa çözüm mü göreceğiz ama onu yedekleyecek mutlak iyi bir isime en azından ihtiyaç var ama Amrabat,Aydın,Yekta gibi tabir-i caizse yetersiz adamlardan da kurtulmalıyız: Box to box: Gökhan İnler(Napoli),Nuri Şahin(B.Dortmund); kanatlar: I.Perisic(Wolfsburg),Y.Mollo(St.Etienne),Nolito(C.Vigo),H.Ben Arfa(N.United),P.Hernandez(Swensea),A.Mc Geady(S.Moskova),G.Töre(kiralık-Beşiktaş),Emrah Başsan(MP.Antalyaspor); forvet arkası:Hakan Çalhanoğlu(Hamburg),Mehmet Ekici(Werder Bremen)

Forvet mevkiine ise biraz oyun sistemiyle alakalı isim gerekiyor bence hepimiz Drogbanın bir yıl daha kalmasından yanayım, ancak önde basan bir takım için Umut ve onun tarzı forvetlere ihtiyacımız var, Burak daha ileride fırsat kovalayan ya da boş alan bulduğunda etkili bir isim ancak ben oraya da Drogbanın durumuna göre bir ya da iki transfer yapılması kanaatindeyim; önerilerim: Cenk Tosun-Muhammet Demir(G.Antep),Mevlüt Erdinç(St. Etienne)…

Bu listeler daha uzayıp gider ancak ben ilk aklıma gelenleri yazdım ne de olsa alınmayacak çoğu ama başarı için değişim gerekliliği ortada ya yapılacak ya da yaptırılacak.

28 Kasım 2013 Perşembe

BEKLEYEN DERVİŞ BEKLEMEKTEN GEBERMİŞ Mİ?


 


Ne kadar şanslıyız ki her maçta gol yiyen bir takımımız var, her maçta bol bol gol izleyebiliyoruz; isimler, taktikler değişse de sonuç pek değişmiyor.

Önceden yazmıştım ‘’devrim’’ lazım diye ancak o olana kadar da sanırım sabırlar taşıyor artık. Malum ‘’ bu forma kutsaldır nasip olmaz herkese’’ sözleri duyulmaya başladıysa tribünlerden bilin ki bir aşama sonrası çok tepkili ve sert olacaktır. Beklenen zamanda belli aslında Juve maçı sonrası ya geçici bahar ya da yine bana hüsran günleri olacaktır, ama biraz tepkili olacak sanırım bu sefer.

Eldeki kadroyu hep aynı şeyleri yazmak istemiyorum artık ancak ruhsuzluğa da değinmek lazım, mahalle maçında yapılmayacak hatalar, yenen gollerin basitliği, rakip kim olursa olsun 10 kişi oynayan bir takıma karşı doğru düzgün hücum edilememe baskı kurulamama…

Manciniyi eleştirmek istemiyorum daha ancak yerli-yabancı kontenjan sorunu onu da fazla rotasyona itiyor, bu da takımın dengesini bozuyor; yaptığı yanlışlar da cabası tabi mesela Amrabata o kadar dayanabilmesi gibi…

Haftasonu da Kasımpaşa maçı var kı bence hiçte kolay olmayacak hatta puan kaybı muhtemel bir maç bizi bekliyor, inşallah  yanılırım ancak sanırım devrimi önce taraftar yapacak zorla, baskıyla ya da darbeyle; zor günler bekliyor şimdilik gözüken o bu kulübü ancak projelerini tamamlamadan Ünal Aysal darbe olursa filmi başa sarmış oluruz bunu  da hatırlatayım dedim.

 

26 Kasım 2013 Salı

MECBURİ YAYIN AKIŞI DEĞİŞİKLİĞİ



Evet bir süredir bloğuma yazı yazması için eşimde dahil olmak üzere bir çok farklı takım taraftarı arkadaşıma öneride bulundum, teklif yaptım lakin malumunuz bunu söylemek zorunda kaldım hiçbirinde G.Saraylılık ruhu olmadığından sanırım yazmayı, yazabilmeyi cesaret edip bir iki kelam paylaşma hissiyatı, arzusu ve teklifi göremedim.

Bu saatten sonra sadece G.Sarayımla ilgili elimden geldiğince tüm branşlarda yazılarımı yazmaya ve paylaşmaya devam edeceğim, arka planda değişiklik yapacağım ancak bloğumun adı özellikle de eşim tarafından seçildiğinden benim uğurum olarak aynı kalacak artık ne diyeyim, G.Saray Türkiyedir zaten tüm Türkiyeyi beni okumaya davet ediyorum...

MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR


Evet biliyorum biraz fazla nutuk vari bir başlık oldu ama gerçekler ortada ve bu gerçekleri canlandırmak sahaya çıkacak Parçalı forma ruhunu yansıtacak futbolcularımızın elinde.

Önümüzde Ronaldosuz Reale karşı büyük bir şans var aslında, diyeceksiniz ki dünyanın en pahalı oyuncusu G.Bale, Fransız golcü Benzema, süper kanat Di Maria… böyle liste uzayıp gider ellerindeki kadro her halükarda bizden çok daha iyi ve kuvvetli kağıt üzerinde doğrudur ancak biz kilitlendikleri takdirde en büyük güvenceleri ve belki de şu anda dünyanın en formda oyuncusu olmayan bir ekibe karşı, işlerini garantilemiş olmalarının verdiği rahatlıkta gözönünde bulunduğunda full konsantre olacağımız bir doksan dakikayla belki de olmaz denen şeyi başarabiliriz.

 Ne mi yapmak gerekli; dediği gibi doğru oynamak aslında elimizdekilerle en doğru şekilde oynamak. Eray artık daha tecrübeli önündekilerde acaba yı attılar az da olsa mühim olan önündekiler zaten, Semih iyileşti yanında Chedjou ile Benzamanın yüzünü çok fazla döndürmemeliler kaleye; sağda Eboue geçen seneki maçta ki gibi hatalar yapmamalı, yerini çok kaybetmemeli gerektiği kadar ileri çıkmalı, solda bence H.Balta oynamalı ya da adamsızlıktan Dany, kontrollü olmalılar en azından savunmayı doğru yapmalılar. Melo ve Selçuk çok güveniyorum çünkü formdalar ve vitrin maçı onlar için de bence orta saha üçlemeli yani Khedira,Modric yokken X.Alonsonun topu kurması Isconun topu yönlendirmesi engellenmeli o yüzden hemen önlerinde oynamalı Sneijder, en azından karşısında onu gören X.A. rahat çıkamayacaktır sürekli. Burak ve Drobayla önde savunmaya ki Varane oynamayacak sanırım o zaman özellikle de Pepeye baskı yapılmalı, ani çıkışlar içinse Bruma; fizik gücü her ne kadar yeterli olmasa da oynamalı.

Şimdi diyeceksiniz ki evet kağıt üzerinde bunları demekle olmuyor ancak bu kulüp Avrupa’da neler yaptı hepimiz biliyoruz, neler yapabiliriz onları da hayal ediyoruz. Mancini bu sefer doğru oynatacaktır takımı ben inanıyorum çünkü o da Florya’da odasındaki kupaları ve resimleri gördükçe daha da anlamıştır kulübün vizyonunu ve yapması gerekenleri, biz başkaları gibi anamızın ligiyle sınırlı kalan bir takım değiliz, bizim kuruluş amacımız gibi tabir-i caizse ecnebileri yenmektir;elde malzeme kısıtlıdır doğru ama bu takım daha zayıf kadrolarla Barcelonadan,Liverpooldan puanlar alıp gruplardan çıktı; o yüzden biz doğru oynamaya çalışalım önce sonrasını hep beraber göreceğiz...

17 Kasım 2013 Pazar

They Have MURAT BİRİCİK We DON'T!



Şu ana kadar elimden geldiğince taraflı yayın yazmamaya özen ve önem gösterdim ancak dün akşam ki faciayı görünce dayanamadım birkaç cümle yazayım dedim...

Hakemlik müessesesi zor bir meslek artı baskı altında yapılan bir iş kabul ediyorum ama sürekli aynı adam sadece bize yapıyorsa bunun atında art niyet ve kasıt vardır kesinlikle. Federasyon zaten bize karşı önyargılı, şampiyon kafalarında belirli ama unutmasınlar ki bu taraftar ve camianın gücü varken geçen sene olduğu gibi istemeyerek de olsa alırız ellerinden kupayı alnımızın akıyla.Bence bizle uğraşacaklarına önce Milli Takıma bir coach bulsunlar sonra da salon problemlerini halletsinler; Galatasaray Türkiyedir unutmasınlar.

13 Kasım 2013 Çarşamba

GALATASARAY DOĞRU SPONSOR BULMUŞ!


Evet erkek basketbol şubemiz gerçekten çok doğru bir sponsor bulmuş; en kolayından hemen işlemleri sıkıntısız halledebilecekleri, sıra beklemeden hemen işlem yapabilecekleri bir sponsor...

Bu takımda iki seneden beri devam eden sakatlık laneti gerçekten Liv Hospitalı sponsor almakla halledilebilir bir tek; maliyeti de kısmak böyle birşey olsa gerek.Hem bir de üzerine çok iyi bir meblağda kazanıyoruz, biraz boyları uzun çocukların ama ona göre yatağı vardır koskoca hastanenin sanırım.

Şaka bir yana ''kış kış cinler kış kış'' demek geliyor insanın içinden artık, bu kadar da sakatlık normal değil. Sene başında Ergin Hoca kadroyu kurarken sanırım bir iki sakatlık öngörüyordur her hoca gibi onun için alternatifli bir kadro oluşturmuştur elinden geldiğince yalnız takımın neredeyse tamamına yakınının belirli aralıklarla sakatlanması hatta şimdiden önemli parçaların sezonu kapatması beklenen birşey olmasa gerek. 

Tek tek uzun yazmayacağım bu sakatlıkları ancak şimdiden N.Jawai,J.Gordon sezonu kapattı, Ersin,Marko da en az 3 ay olamayacak bizimle.Bu sakatlıkların ben sadece darbeye bağlı olmadığını düşünüyorum; biraz antreman düzeni, biraz da yoğun maç temposu ve buna tam anlamıyla alışık olmamanın da etkisi olduğunu sanıyorum.

Buna çözüm bulmak tabi ki teknik ekibin görevi ancak birileri buna dur demeli sanırım, gerekli yerlere de gerekli takviyeler maddiyata bakılmadan halledilmeli çünkü hedefler büyüyerek başlayan ve ona göre yatırım yapan bir branşta önümüze çıkan dağları aşmak için biraz daha yorulmak gerekli diye düşünüyorum; neyse boşuna ''Yenilmez Armada'' isimi konmadı onu göstermek lazım herkese, geçen sene kazanılan şampiyonluk gibi vermek lazım mesajı yine bu sene.

12 Kasım 2013 Salı

SPORTİF DİREKTÖR???



Şimdi bir sportif direktör geleceği söylemleri ayyuka çıktı hatta toplantı üzerine toplantılar yapılmaya başlandı; sanırım birini alacaklar yönetimle Mancini arasına bağlantı kuracak, Floryada düzen ve nizam getirecek birilerini..

Her ne kadar F.Terim varken orada otoriteyi o sağlıyorken, otoritenin kendisinden olmasını isteyen yönetime demek ki oralarda da bir idareci lazım, taraftarın tepkisini de azaltacak bir isim olmalı yani Bülent Tulun olamaz bu isim.

Geçen isimler Popescu,Bülent Korkmaz hatta Ergün Penbe,Suat Kaya bile geçiyor şu aralar yönetim içinde; ben hepsine kefilim hepsi efsanemizdir hepsi G.SARAY için çalışacaktır; ancak Manciniyle de uyum sağlayabilecek bir isim getirilmeli o bakımdan en uygun Popescu en ideali gibi gözüküyor, ne diyeyim ortalık bir anda toz duman oldu bende yazayım sizleri bilgilendireyim dedim her şey kesinleşsin yine yazacağım görüşlerimi; bu arada neden hep takımını yazıyorsun diyenlere de en çok malzeme bizde şu sıralar kötü de olsa maalesef yeter ki onlar düzelsin söz yazı yok G.Sarayım adına :)

11 Kasım 2013 Pazartesi

DEVRİM LAZIM HEM DE EN KANLISINDAN


Senelerdir olması gereken yapılması gereken bir şeydi bu aslında;bu takım geçen sene Ş.Liginde Çeyrek Final oynarken de son iki sezonun şampiyonuyken de...Takımın aslında Galatasaraya uygun olmadığını senelerdir söylüyoruz bu takımda senelerdir hala holiganlık yaptıkları veya attıkları bir gol üzerine yatan adamlar var, akrabası kongre üyesi olduğu için sırf kadroda olanlar; kimse de aga ne iş yaparsınız siz burada demiyor garanti parayı verip ceplerine servetlerine servet katıyor ve milyonlarca taraftarını onların beklentisine mahçup bırakıyor.

Bu takımın kültürü kazanmak, herkesi boğucu bir oyunla yenmek ve rakibi hapsetmek üzerine kurulu ister F.Terim,Gerets gibi toplu hücumla olsun isterde Luce,Mancini gibi kontrollü oyunla olsun ama mantalite değişmemeli taktikler değişse de o yüzden ona uygun kadro yapıları, mimarileri oluşturulmalı; ona uygun isimler giymeli o formayı. Şimdi diyeceksiniz ki bir maçla mı bunu söylüyorsun hayır tabi ki 2001 yılından beri hep bir şeyler eksik ya da yanlış yapıldı hatta bazen komple yanlış yapıldı her şey; sonuçlar hem kulüp maddi yapısına yansıdı hem de takıma o kadar şampiyonluğumuza rağmen.

Millenyum mucizesi kadromuz dağıldıktan sonra maddi imkansızlıklarla da yanlış işler yapıldı ancak sadece maddi sorunlar değil tabi yanlış tercihlerde o şartlarda yapılarak kapanması seneler alacak daha da büyük yaralar yarattılar kulüpte.F.Terimin ikinci gelişindeki yanlış tercihleri; Haginin bir şablon oluşturmaya çalışması derken E.Geretsin üzerine tam birşeyler koyuyor derken Adnanların o şablonu bozmak için elinden geleni yapması komple değişim aslında hatta devrim derken belki de işleri daha da berbat etmesi sonra tam Ü.Aysal-F.Terim kumaşı tuttu derken ikilinin anlaşamaması, yönetimsel sorunlar, muhasebeciliği çok olan bir düzen ve yine yapılan eksikliklerle bozuk düzen eksik işler...

Takıma bakınca diyorum ki ben bu halimle oynarım sahadaki hem ruhsuz hem de yeteneksizleri görünce, kadro bu şekilde olmamalı ne kadar eksik olursa olsun bu takımda bazı oyuncular yer almamalı kadroda. Galatasaray Futbol Akedemisinden çıkan isimler Bülent gibi Tugay gibi Suat gibi olmalı Sabri, Aydın, Emre Çolak gibi olmamalı; giden oyuncuların yeri hep daha az kapasiteleriyle üç kuruş daha az vereceğiz diye doldurulmamalı, egolar yüzünden canını dişine takan adamlar, karizması yok Anadoludan geldi diye oynamadan faydalı olacak isimler gönderilip yollanmamalı.

 Tek tek analize gerek yok herkes gördü olanları, seneledir de görüyor, şimdi diyorum ki ben hocaya izin verilmeli, yetki verilmeli gerekirse bu takımın yarısından çoğu yollanmalı, istenenler alınmalı, altyapıdan genç isimler daha iyi analizlerle çıkartılmalı, evet devrim gerekiyor artık; hem takım, hem tesis, hem amatör branşlar hem de hatta stad anlamında..

Kim yapacak bu yaptırımları kimde o cürret var derseniz ben G.Saray taraftarında bu gücü görebiliyorum ancak camiada var mı camia taraftarı dinler mi onu bilemiyorum ancak bu ülkedeki futbol devrimlerini hep G.Saray yapmıştır bundan sonra da onu yapacak güç damarlarında, yüreğinde armasında mevcuttur. Manciniyi bulmuşken Derwall yapmaya çalışmalıyız en azından ona benzetmeye, ben sıkıldım yeteneksiz ve ruhsuzlardan 99 u 100 yapacağım diye sahada 90 dakika kalanlardan sanırım sizde benim gibi düşünüyorsunuzdur, yazımı da benim mantaliteme uygun iki cümleyle iki bizi anlatan cümleyle bitireyim dedim;

'' G.Saray bir his takımıdır, renklerine aşık birbirlerini seven futbolcuların takımı.''

Baba Gündüz

'' G.Saraylılık bir din gibi, mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. Galatasarayı işte bunun için tercih eder Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.''

Metin Oktay

10 Kasım 2013 Pazar

11 LERDEN DEV DERBİ ÖNCESİ MAÇ ÖNÜ ANALİZİ



Saat 18 itibariyle 11'ler açıklanınca hemen tek maçlık kupon yapmak ya da kuponuna maçı eklemek isteyenlere küçük bir analiz yapıp yardımcı olayım dedim...

Önce ev sahibi takımdan başlayayım; en büyük süpriz kadroda bence Meirellesin 18'e bile alınmaması oldu; bunun sebebini ise Alperin yokluğunda Christianın topu ileriye daha çok taşıyabileceği ve orada tutabileceği olarak düşünüyorum ki orta saha da direnç açısından olumsuz ancak hücum oynama ve yaratıcılık açısından mantıklı bir hamle olarak görüyorum. Emenikenin yedek kalıp diğer üçlünün oynaması ise bence daha mantıklı ve doğru olan tercihti, hoca da benimle aynı düşünerek gerektiğinde yedekten hazır kuvvet olarak ilerleyen dakikalarda kendisini oyuna sokarak diri ve canlı tutmak istedi sanırım hücum hattını.
En riskli tercih bence burada uzun sakatlıktan sonra oynayacak olan her ne kadar pozisyonunda Türkiyenin en iyisi olsa da maç. kondisyonu eksikliği olduğunu düşündüğüm Gökhan Gönül oldu ki sanırım oyuncunun tecrübesine çok güveniyor hoca.

G.sarayda ise defansı benim belirttiğim gibi yani daha sağlam kurmayı düşünmüş Mancini Danyi sol bek oynatarak; Ceyhunu orta da defansa yardımcı olarak oynatıp Selçuğu daha ileriye yakın oynatıp aslında Meloyla daha fazla hücuma katkı vermelerini istiyor, Brumayla Burağı da sanırım iki kanatta değişimli olarak oynatıp Drogbaya yardımcı olmalarını düşünüyor.G.saray da tabi ki handikap daha çok Erayın ne yapacağı bu defans dörtlüsünün hiç birlikte oynamaması, Bruma ve Burağın kanatlarda nasıl oynayacağı, Ceyhunun keza neler yapabileceği gibi ama bence en büyük hatası Mancinin Umutla başlamamak olacak.

Maç genelde evsahibinin topu kontrol ettii ve hücum edeceği bir oyun şeklinde geçecek, G.Saray ise daha kontrollü oynayacak. Çok golün olup olmayacağı konusunda fikrim tamamen Erayın performansı ile doğru orantılı, ancak şu an ki kadrolar ve yedeklerle de düşününce favori ev sahibi ekip olarak gözüküyor, güzel bir maç olacak bence süpriz olur mu bilemiyorum ancak kontrollü oyunu doğru oynayabilerlerse olur; ne diyeyim iyi seyirler kalbimiz tabi ki bir taraftan yana ama mühim olan sahadakilerin kalbini ortaya koyabilmesi.

6 Kasım 2013 Çarşamba

PARKENDEN KOPENHAG'A DEĞİŞMESİ GEREKENLER



5 günde mucize yaratılabilir mi ya da yapılan mucize olur mu; peki değişim yapılır mı değişim gerekli mi bir sürü soru kurcalıyor bugünlerde kafamı...Pazarın gelişi Salıdan belli olur mu, yoksa zaten Muslera ve Sneijder yokken moralsiz olan takım yenilgiyi baştan kabullenir mi sanırım benim gibi Mancini de düşünüyordur tüm bu soruları.

Geçen röportajında belirtti zaten kadro yapısının kendince yanlış yapıldığını, takımın özellikle yerli genç takviyeye ihtiyacı olduğunu, eldeki kadronun ise yetersiz ve devre arasına kadar kondisyon eksiği de dahil olmak üzere birçok sıkıntısı olduğunu yani mazeret çok ama bu taraftar mazeret kabul eder mi işte sorun orada.

Fatih Terimden Mancini'ye çok değişim var oyun yapısında ama kadro yapısı ne kadar o değişime uygun o da büyük bir soru işareti daha eee diyeceksiniz ki bu sezon gidiyor elden, Ş.Ligi treni de kaçmak sıkıntısıyla karşı karşıya sorunlu kim olacak, sonuçların olumsuzluğu kime yansıyacak bunu zaman gösterecek ama hocalık yeteneklerini göstermek için çok büyük bir şans geldi eline hocanın.

Kopenhag'da kapasitesi sınırlı rakibe karşı ilk 25 dakika baskı yiyen, sonrasında topa hakim olan ilk yarıda 4 net pozisyona giren ancak ikinci yarıda rakibi yarı sahasından pek çıkarmayan, gerçi onların da çıkmaya niyeti pek yoktu; lakin pozisyon üretemeyen kanatları etkin kullanamayan ve topu yeterli derecede aktif kullanamayan bir görüntü vardı. Rakibi açmak için Sneijderin eksikliği hissedildiği gibi, ligde onun yerine oynayan Emre Çolağında oynamaması, kanatta Aydın ve Brumanın yetersizliği ve özellikle Brumanın fizik gücü eksikliği, Burağın yine yeteneksizlikleri ve Drogbanın da hem yeterince topla buluşturulamaması ve etkisiz gününde olması aslında en azından alınacak bir puanın uçmasına sebep oldu.

Şimdi karşılarında diri, yorulmamış, sağlam ve formda ekip olacak hem de sakatları da iyileşmiş bir ekip, favori olmadıkları bir maç olacak. Ne yapılmalı, bir önceki yazımda da yazdım aslında defansı daha sağlam kurmak lazım en azından elindekilerle o yüzden Dany oynamalı kesinlikle sol bekte; Ceyhun'un orta sahada oynaması Selçuk ve Meloyu daha aktıif kullanmasını daha fazla ileriye katkı sağlamasını sağlayacaktır ayrıca rakibin orta saha direncine daha sağlam cevap vermesini sağlayacaktır.Bruma tercihi beni güçsüzlüğünden biraz düşünceye itti ama Umut kesinlikle bu maçta oynamalı Drogbaya destek vermeli ama sol kanatta Emre Çolak ya da belki de bir süpriz yaparak Rierayı bile deneyebilir çünkü Rieranın gördüğümüz gibi sorunu ileri çıkamaması çıkınca ise geri gelememesi; Dany önünde daha rahat ileride oynayıp geri dönüşlerde idare etmesi bile yeterli olabilecektir.

Bence taktik dışında önce motivasyonu sağlamalı Mancini, sonra da doğru yapıyı kurmalı. Taktiği zaten elindeki kısıtlı kadroyla yapabildiğinin en iyisiyle kuracaktır ancak yenecek gol sonrası düşecek moral ya da atılacak gol sonrası çok geriye çekilmeme gibi olaylarda maç içerisinde doğru kararlar vermeli çünkü özellikle kendisi için çok büyük bir sınav olacak bu, şu anda kaybetmek kolay kazanmak olay bunu da kendi belirleyecek neyse bize iyi seyirler; maç tahminime gelince bence Mancini belirleyecek tamamen sonucu malum favoriler hep kaybeder ancak Marcioyu izlemeli en azından oynacaksa Burak ve Umut bence çok işe yarayabilir.


4 Kasım 2013 Pazartesi

KADIKÖY'DE KAZANMAK, KAYBEDERKEN DE KAZANMAK...



10 Kasım çoğumuz için farklı anlamlar ifade ediyor, farklı duygular hissetmemizi sağlıyor; bayraklar yarıya iniyor hem her yerde hem de içimizde lakin bu sefer farklı bir anlamı daha var farklı bir heyecanı var; bize göre dünyanın en büyük üç derbisinden biri bazılarına göre de bizim açımızdan sadece büyüklüğü olan sadece ülke içerisinde sayılan bir maç bekliyor bizi.

Ben analizimi en son 1999-2000 sezonunda Kadıköy’den üç puan alan G.Saray ve bu maçta nasıl oynaması gerektiği üzerine kuran bir yazı yazarak yapmak istedim ancak özellikle son Muslera ve Sneijder sakatlık durumları yazımı daha da farklılaştırmak zorunda bıraktı, daha farklı şeyler yazmaya teşvik etti.

Nasıl kazanabilir Kadıköy’de sesli düşüneyim sesli düşünelim diyorum hep beraber, bir kere kalede güven veren bir isim olmalı ki Muslera’da bu sıfata sahip olabilecek bir isimdi lakin ortaya çıkan sakatlık aslında Eray için belki de bir fırsat ortaya çıkardı, çünkü kimse kötü oynarsa neden kötü oynadın demeyecek diyemeyecek niceleri o statta kötü oynamışken ama bir iyi oyun belki de kariyerini baştan çizecek ileriye sağlam adımlarla gitmesini sağlayacak belki de kaleyi bir daha bırakmaması anlamına gelecek.

Defansta ise yapılması gereken kanatlardan etkili olan özellikle de Gökhan Gönül büyük ihtimalle yokken soldan Caner’le etkili olan rakibin kanat organizasyonlarını kesmek olacaktır ki o zaman yabancı kontenjanı doğan bu sakatlıklardan dolayı rahatlayacakken kurguyu Eboue,Semih,Chedjou,Dany ile eldeki kadrodan en iyisini seçip sağlam ve tabir-i caizse fizikli forvetlere karşı fizikli bir defans kurmaktan geçiyor.

Orta sahada Melo ile Selçuğun iyi olduğu zaman zaten top hakimiyetini Türkiye’de G.Saray’dan alacak takım olduğunu düşünmüyorken daha rahat hareket edebilmeleri için Alperinde ileri çıkışları cezasından dolayı olmayacakken, Ceyhun-Melo-Selçuk kurgusuyla oluşacak orta saha hem daha dirençli hem de bu ikilinin daha çok ileriye yardım edebileceği bir hal alacaktır ki dirençli ve son dakikaya kadar mücadeleden düşmeyen rakibin yorulmasını da sağlayacaktır.

Belki de maçı getirecek adam ise burada oynaması gerektiğini düşündüğüm Bruma olacaktır, çünkü Gökhan Gönülsüz bir Fenerbahçe sağ kanadı son Bursa maçını da görmüşken onun iyi oyununa pek karşılık verecek yapıda bulunmuyor, sağda ise ben Umutu tercih ederdim lakin hocanın Burakla oynayacağını başlayacağını düşünürsek enerjik ve sağlam kalması halinde Canerin ileri çıkışlarını engellemeli, Eboueye yardım etmeli ve gerektiğinde topu olumlu kullanmalıdır.

İleride ise topu Drogbaya atmak ve ona yakın oynamak gerekli özellikle iki kanat ve arkasından Ceyhun’un oynamasında daha da rahatlayacağını düşündüğüm bu ikili tarafından…  Şimdi diyeceksiniz ki hep G.Saray’ı yazdın onun nasıl kazanması gerektiğini anlattın evet ama rakibin analizini yaparak elimden geldiğince yazdım ve favorinin ev sahibi olduğunu düşününce süprizin yapması gerektiklerini belirtmeye çalıştım dilim döndüğünce…

Gönlüm kimden yana herkes biliyor ama Atamıza layık bir karşılaşma diliyorum ben bir sürü yabancı madde ve olayın olabileceğini her ne kadar düşünüp tahmin etsem de ne diyelim iyi olan kazansın gerçekten iyi olma numarası yapan değil…

25 Ekim 2013 Cuma

3 TE 2 / 6 DA 5, DÖNDÜ KÖR TALİH AYAĞA KALKTI DEV SALİH




Bu hafta da çok sevdiğim Eurolig ve takımlarımız hakkında gelen güzel sonuçlar sonrası bir yazı ekleyeyim dedim ki sonuçlardan en önemlisi bizim küçük devin hastaneden gelen iyi haberleri sonrası daha da keyiflendim ve sizlerle paylaşayım dedim.

3 te 2 yapan takımlarımız ki G.Saray Liv Hospital harici, bence yenilmesinden daha çok bu maçtan çıkardıklarını dikkate almak lazım, gerçekten iyi bir başlangıç yaparak geçen sene özellikle 2.tur grup maçlarında yaşanılan hayal kırıklıklarını telafi etmiş oldular en azından şimdilik.

Maçların tek tek analizini yapmayacağım küçük anektotlar vereceğim; Anadolu Efes ligde ilk iki maçta verdiği geçiş sezonu ve küçülme intibasını Avrupa'da yabancı sayısını serbest bırakılmasından kaynaklı daha rahat hareket imkanı sağlanmasından dolayı aslında daha iyi bir kadro görüntüsü veriyor ki bu hem iyi hem kötü aslında ekibimiz için. Gençleri yeterince kullanamayan kıstlı bir yerli rotasyonu ileride Euroligde de daha sert takımlar karşısında sorun yaratacağı gibi bütçe küçülmesinin de aslında tam olarak amacına ulaşmamasına yol açacaktır.

FÜlker için ise söylenecek pek bir söz yok; hedefler ve bütçe doğrultusunda Barcelona maçı tam bir test maçıydı ve bu testten de pozitif bir sonuçla çıkıldı, Obradoviç takıma inanılmaz bir özgüven sağlamış ki hep olumlu değişiklikler ve hamlelerle takımı ileriye taşımaya devam ediyor ne diyeyim bu kadro ve takımın Final Four oynayacağına inancım gittikçe artmaya başladı.

Gelelim kaybedene ki kaybederken bazı şeyleri kazanmak lazım, son 2 senenin Avrupa Şampiyonu; Spanoulisli Oly karşısında 14 sayı geriden gelip 3.periyotu önde bitiren ekibimiz maalesef son noktayı koyamadı ama Jawaiyi kazandı, inşallah iyileşecektir; diyebiliriz.Hedef maçlarında daha iyi oynadıkları takdirde hedef büyültebileceklerini söyleyebiliriz hatta Arroyo kilitlendiğinde çözüm noktalarını görebilmek açısından da iyi bir fikir edinmiş oldular ne diyelim bu grup onlar için hatalarını daha görebilme ve Final Four oynayıp oynayamayacaklarının denemesi olacak.

Avrupa'da kazanmak daha zevkli ne kadar herşey lokal sonuçlardan geçse de biz kazanmış ve kazanmaya alışmış bir tarihten gelmiş bir toplum olarak inşallah daha belirli süre ''Eyvah Türkler Geliyor'' dedirttirmeye devam ederiz...

24 Ekim 2013 Perşembe

ZOR GRUP İYİ FİKSTÜR GÜZEL SKOR




Kopenhag deyince tüm G.Saraylıların aklına o güzel anılar, Parken’de kazanılan büyük zafer ve yazılan tarih gelir ki grupta kuralar çekildikten sonra belki de oraya tekrardan dönecek olmanın heyecanı sarmıştır çoğu kişiyi.

Çekilen zor grupta her anlamda bizi en çok sevindiren kesinlikle Kopenhag olmuştu ki hala; dünde sevindirmeye devam etti, maçın ilk 45 dakikalık bölümünde özellikle sağ kanadı çok etkili kullanan ekibimiz, maçı belki de maçtan önce kazanmıştı.

Juventus beraberliği R.Madrid karşısında alınan farklı mağlubiyetten sonra pek beklenen bir sonuç değildi ancak alınan o beraberlik fikstürün de lehimize dönmesini sağladı ve maç önü oyuncular bunun bilinciyle daha konsantre ve motive çıktılar sahaya.

Maçın genel analizine gelince 60 dakikalık kondisyon yeterli oldu rakibi sersemletmek için, aradaki isim kalibresi farkı oyuncuların biraz kıpırdaması sonucu son vuruşlarda da;her ne kadar Burak çokta yeterli olmasa da yine, başarı oranının yüksek olması galibiyeti rahat getirtti ekibimize. Takım daha birlikte oynamaya alışmış gibiydi daha organize ve daha dikkatliydi, Dany sol beki yadırgamadı, Burak forvet kenarlarında oynamayı, Sneijder artık daha serbest ve rahat oyunuyor, Eboue ise adeta eleştirilere cevap veriyordu; genel olarak rakibi boğucu hücum vardı ki bu da Mancinin aslında takımı nasıl oynatacağının bir göstergesiydi yani rakibe ve sahaya göre kadro kuracağının.

Şimdi ipler ekibimizin elinde ama Kopenhag’da Kasım ayında oynamak hiçte kolay olmayacak ki Mancininde ben o maçta daha farklı bir taktikle sahaya çıkacağını daha kontrollü oynayacağını düşünüyorum. Galibiyet 2.lik, beraberlik işin Juve maçına kalması ama 3. Olarak Avrupa Ligine devam edilmesi mağlubiyet ise Juveninde maçlarını takibin artacağı anlamına geliyor ama ben Parkende hep güzel anılar hatırlarım oradan da yine bir güzel anı çıkacağı kanaatindeyim yeter ki başka faktörler etkilemesin takımı.
 

22 Ekim 2013 Salı

SAĞDAN GİDEN CÜZDAN BULUR



Yoğun, istek, arzu ve talep üzerine nacizane bende '' kumara'' el atayım dedim; bakalım arasından seçme, hepsini birden alma hatta hiç almama şansı sizin elinizde.Ben vereyim de az da olsa günah benden gitsin haydi bol kazançlar...

437 Schalke 04 - Chelsea                       Tahmin:2  ORAN: 1.90
     
      Chelsea kazanmak zorunda ki Jose bence Farfan ve Huntelaarsız Schalkeyi deplasmanda da olsa yenecektir, oranı da oynamaya çok müsait bence bu maçı kaçırmayın.

452 Anderlecht - PSG                            Tahmin:2   ORAN: 1.30

      PSG yi anlatmaya gerek yok, bence yenecekler hem de zorlanmadan; oran derseniz evet belki az ama garanti maç isteyenlere çok güzel bir seçenek.

458 R.Madrid - Juventus                       Tahmin:1   ORAN: 1.40

       Grubumuzdaki maç, anlatmaya gerek yok iki takımı da ama çok yakından takip ettiğim için açıklıkla söyleyebilirim, C.Ancelotti ve ekibi şans vermeyeceklerdir.

456 B.Leverkusen - S.Donetsk              Tahmin: 0-2 Ç.Ş.  ORAN: 1.60

       Çok risk almak isteyenler Lucenin takımına oynasın derim onun oranı 3.20 ancak bence yenilmeyeceklerdir hatta oynamak isteyenler karşılıklı gol var onu da oynayabilirler.

454 Benfica - Olympiakos                        Tahmin: 1  ORAN:1.55

      İki takım arasında kalite farkı var oranda gayet iyi, 1 olur temiz olur ama Benfica ne yapar eder alır.

Bu maçların dışında bence biz Kopenhagı geçeceğiz, B.Münihte handikaplı galip gelecektir; M.City maçında 2 den fazla gol olur yani üst seçeneği çok mantıklı, eee daha ne diyeyim oynayın gari :))


20 Ekim 2013 Pazar

Kazanan Her Zaman Haklı mıdır



Haftalar sonra gelen galibiyet ve gülen yüzler demek isterdim öncelikli olarak bu yazımda lakin eleştiriler, malum herkesin futbolu bildiği işin başındakilerin futbolu bilmemesi ve bu takımdan bir şey olmaz sesleriyle son bulan yazılar.

Yıl 2000 bu takım UEFA'yı almış, Avrupayı titretirken yapılan hoca değişikliği sonucu takımın başına gelen Lucescu ve ilk Süper Kupa maçıyla başlayan serüven geldi aklıma.Ben dahil bu takım Monaco'da Real Madrid'i yenerken Avrupa'nın en büyüğü olurken bile beğenmemiştik hatta o sene, sonraki seneler; hep eleştirdik bu ''bağnaz'' futbolu. Sonrası malum değerini kaybedince anladığımız bir isim daha ve ahlarla keşkelerle geçen seneler.

Dünde takım alıştığımız G.Sarayım gibi değildi, içeride ki maçlarda alışık olduğumuz baskı yoktu, rakibi boğma yoktu, girilen pozisyonlar yoktu ama özellikle Ç.Rize ve Antalyaspor maçlarındaki 1-1 lik skorlar mı yoksa dün ki galibiyet mi derseniz oturur düşünürüm; neden mi çünkü takım birlikte doğru dürüst antreman yapamadan çıkıyor hala maçlara başında da daha yeni gelen bir hoca; ne ligi tanır ne de oyuncuları; ha derseniz sizde Tugay, Taffarel ne iş yapar bu takımda onlar da söylüyordur fikirlerini ama deneyecek denemesi lazım başı şeyleri.

Şimdi neler mi yapıyor Mancini; bir kere taktik yerleştirmeye çalışıyor, toplu hücum üzerine kurulu bir anlayıştan daha kontrollü oyun oynatmayı öğretmeye çalışıyor. Kadronun buna uygun olup olmadığını hangi oyuncularla kendi sistemini oynatabileceğini deniyor, takımın eksik olan koşu mesafelerini uzatmayı, kondisyonu arttırmayı, rakibe göre de sistem kurabilmeyi deniyor, oyuncuların pozisyon bilgilerini arttırmayı farklı yerlerde de oynayıp oynayamayacakların denemesini yapıyor; kısaca araştırıyor doğru için uğraşıyor o yüzden hemen asmak olan mantalitemizi biraz beklemek olarak değiştirmek lazım Mancini için bence.

Maça gelecek olursak Drogba etkisiz deniyor evet maç önü son dakikada belli oldu oynayıp oynamayacağı buna rağmen golün ilk mimarı kendisi, bir topu direkten döndü; 10 kişi kalmalarını sağlayan pası müthiş bir hareketle atıp oyunun kaderini değiştirdi tek başına ne diyeyim hep böyle kötü oynasın.Sneijder ise daha serbest bu sistemde, daha özgür; kondisyonu daha da artmış artacak o zaman daha iyi olacak en azından ben öyle düşünüyorum ama bir değişim olduğu her ne kadar dün o kadar da iyi oynamasa da belli.
Kanatsız oynadı dün takım tamam ama beksiz de oynadı, hem Sabri, hem Balta çok etkisizdi neredeyse hiç çıkmadılar bile. Selçuk bu sene hiç düzelemedi ben gazetelerde çıkan haberlere bağlıyorum birsaz fazla geziyor sanırım ama Meloda kesici rolünde özellikle Mancini sonrası pek ileri katkı vermemeye başladı.
Defansta da Semihe bir lafım olacak; milli maçta da iki golde hatalıydı burada da uyudu ama düzelmezse unutmamalı takımın başında artık Fatih Terim yok.

Genel olarak takımda yerli yabancı kalitesi farkı çok fazla bu da çok etkiliyor özellikle de Hocayı; eğer olur da kontenjan serbestliği gibi bir karar da takıma çok fazla yabancı isim alınacağı kanaatindeyim ancak öncelikli devre arası duyduğum bu  takıma gurbetçi birkaç yerlinin geleceği.Manciniyi biraz anlayalım çünkü bizde taktik anlamında çok eksik varken bu işin kitabını yerlerinde okumuş biri olarak yapacaklarını bekleyelim; ben kaybedecek çok şeyimiz olduğunu sanmıyorum özellikle de kazanabileceklerimizi düşündükçe.

Karabük'e gelince malum baba memleketi kadroları da iyi, oyunları da kaybediyorlar 5 haftadır ama ben sağlam buldum hem takımı hem kadroyu. Bize atamadıklarını başkalarına atarlar inşallah çünkü bu ligde en azından ilk 8 de olmalılar, ama bence düzelecekler takibim devam edecek onları da; Emek İş Sendikasını da :)



17 Ekim 2013 Perşembe

I Feel Devotıon





Milli maçlar sebebiyle ara verdiğimiz futboldan uzak geçen bir hafta arası spor hasretimizi basketbolla özellikle de Euroleague takımlarımızı takip ederek dindirdik diyebiliriz...

Farklı kadro yapılanmaları ve farklı hedeflerle (en azından ben öyle düşünüyorum ya da) yola çıkan üç ekibimiz bu haftayı galibiyetle kapatarak uzun zaman sonra 3'te 3 yapmamızı sağladılar bu Avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonunda.

Çarşamba gecesi başladı bu seneki Euroleague maceramız ve G.Saray Liv Hospital ( kendi takımım biraz torpil geçeyim, biraz fazla öveyim) deplasmanda İtalya'da basketbol denince akla gelen ilk takım olan M.Siena'yı 75-84 mağlup ederek aslında gruptaki hedef maçlarından birini kazanmış oldu.
Ekibimizde C.Arroyo 21, J.Gordon 18 ve Z.Erceg 15 sayıyla takımımızın skor yükünü çekerken, ekip olarak bu seneye başladığımız gibi üçlük bombardımanı şeklinde geçen bir maç oldu yine bizim için. İlk maçta deplasmanda özellikle de böyle tecrübeli bir ekibe karşı,her ne kadar maddi açıdan ve kadro yapısı olarak eskisi kadar güçlü olmasalar bile;bir ekol olmalarından dolayı hep güçlü olacak olan bir deve karşılık alınan bu galibiyet bizim gücümüzü, iddiamızı ve hedeflerimizi basketbol anlamında da herkese tanıtmak için çok iyi ve doğru bir mesaj oldu diye düşünüyorum lakin N'Dong'un ayrılmasından sonra pota altında oluşacak sıkıntı şu an itibariyle Jawai tarafından giderilememiş gibi gözükse de ve Beko Basketbol Liginde 5 yabancı kuralı takımdaki 2 yabancının sürekli dışarıda olması ve hazır olmaması anlamına gelse bile ben geniş kadromuz, vizyonumuz ve ''Türk olmayan takımları yenmek'' olan kuruluş amacımızdan aldığımız güçle Ergin Hocanın da takıma katacağı sinerjiyle Final Four'un en azından şimdilik imkansız olmadığı kanaatini düşünenlerdenim.

Bu senenin en büyük yatırımını yapan ve bence Avrupa'da basketbol denince akla gelen üç coachdan biri olan Z.Obradovici getirerek başına hedefleri, beklentileri yükselten F.Ülker ilk maçında aslında beklentilerin ötesinde ilk üç periyotta zorlandığı Budivelnik Kiev'i deplasmanda 84-102 yenerek ne kadar potansiyelli ve güçlü bir takım olduğunu herkese göstermiş oldu. B.Bogdanovic ki kendisini büyük ihtimal seneye NBA'de izleyeceğiz; 21 sayıyla takımın skor yükünü sırtlarken E.Preldzicde attığı 14 sayıyla yine bu sene bu takımın en büyük silahlarından biri olacağını gösterdi. Hocası çok iyi olan kadroda winner özelliği bulunan birçok oyuncuya sahi olan ve bunları gençlerle de harmanlayan bir yapı kuran ekibimiz 20 milyon euroyu aşkın bütçesiyle tek hedefi Final Four olarak belirlemişken içeride dışarıda bu maçları rahat geçmeli, grubunda hedef maçları olan CSKA Moskova ve Barcelona gibi takımlara karşı da gerçek gücünü test etmemizi sağladıktan sonra kendisi hakkında gerçek fikirlerimizi daha net ortaya çıkarmamızı sağlayacaktır.

En son olarak ta belki de geçen seneden en büyük değişime uğrayan, benim basketbolu sevmemi sağlayan; bir Türk Basketbol devinden ve aldığı galibiyetten bahsetmek istiyorum yani nam-ı değer Anadolu Efes'ten.
A.J.Milano'yu İstanbul'da 87-67 gibi farklı bir skorla geçen ekibimiz malum isim değişikliği sonrası Anadolu Grubunun inatla devam etmesine rağmen Mr.Özerhun'un geniş basketbol bilgisi sonucu harcanan paralar ve alınan hayal kırıklarıyla dolu bir sezonu daha geride bıraktıktan sonra bütçede büyük bir küçülmeye gidilmiş (Planiniç,Savanoviç,Semih,Barac senelik kaç para alıyor demeyin ben Oktay Mahmudi'nin yalancısıyım) gençlere ( inşallah bu dedikleri doğrudur) daha fazla önem verilmesine karar verilmiş ve ilk defa belki de ben kendimi bildim bileli hedefler Final Four ve Lig şampiyonluğu olmadan yola çıkılan bu senede oluşturulan kadro yapısı ve alınacak sonuçların özellikle de benim tarafımdan çok merak edileceği bir hal almasını sağlamışlardır.Kazanan her zaman haklıdır tabi ki ama senelerdir yapılan yanlışlar gençlere yönelmeye doğru yol alınsaydı çok daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık belki de ama ben bilmem Mr.Özerhun ve Mr. Özince bilir diyorum inşallah gelmeyen kupa ve başarıların bu sene geçen senelere göre daha zor olsa da geleceği bir sezon olur diyerek de ekibimizle ilgili yorumlarımı bitiriyorum derken S.Hopson ve D.Savanovicin 22'şer sayısını da onlara haksızlık etmeden eklemek istiyorum.

Kazanan 3 ekibimizi de tebrik etmek bizim boynumuzun borcu oldu tabi ki ama başlangıcı güzel olan bu serüveni mühim olan olabildiğince de güzel bitirmek diye de belirteyim; ne diyelim hep galibiyetleri yazmak ister bu eller, olmaz ama 4 takımdan 3'ü olsun Final Four'da o zaman herkes önce futbol değil emin olun basketbol der.




Beni Seven Arkamdan Gelsin





Merhaba diyerek başlamak istiyorum, ilk yazıma sizlerle ilk buluşmama. Başlamak aslında çoğu şeyi bitirmekte demektir bu hayatta ama ben şu anda sadece ilk yazımı bitirmek için başlangıç diyorum bu yazıma.

Sürç-i lisan edersek baştan özür dileyelim, baştan affolsun sizin tarafınızdan; elimden geldiğince sizlere düşüncelerimi sesli olarak yansıtmaya çalışacağım, sizleri bazı konularda bilgilendirmek için gerekenleri yapacağım.

Şimdi diyeceksiniz ki nereden esti bu blog, bir sen eksiktin bu alemde, haklısınız belki de ama benim amacım burayı açmamın amacı her dalda özellikle de tabi ki futbolda; sadece G.Sarayımın değil bu arada onu da dipnot olarak belirteyim, olan biteni kendimce yorumlamak, sizin yorumlarınızı da alıp bir bilgi sempozyumu oluşturmak hep beraber.

Girişi kısa tutalım gelişme zaten zamanla gelecek diyorum ve yazılarımı sizlerle paylaşacağım günlerde hep beraber görüşmek üzere diyorum...